İzmir’de yaşayan, yaklaşık 15 yıldır Pantomim sanatıyla uğraşan, Türkiye dışında farklı ülkelerde 27 kez sahne alan İlker Kılıçer’in bir kalbi bu kez Dalyan’da atacak.UNESCO’nun, Dünya Tiyatro Enstitüsü’nün ve Dünya Mim Enstitüsü’nün yakından takip ettiği ve etkinliklerine davet ettiği, Türkiye’yi karış karış gezerek sahnelerinde, sokaklarında, gecekondularında, köylerinde performanslar sergileyen bu gezgin sanatçıyı Dalyan’da yerleşik kılan nedir sormak istedik.
-Öncelikle kendinizi biraz anlatır mısınız ?
-Dünyanın en zor sorularından biri olsa gerek. Kendimi anlatamadığım onlarca şey bazen kendim oluveriyor.Bir kaç anektod geçersek Pantomim ve Kukla sanatı ile gittiğim yerleri bir dünya sayarak orayı güzelleştirme, dönüştürme çalışmaları. Pantomim daha çok üzerinde durduğum bir sanat. Susmanın , suskunun şiir yüklü gürültülü yanı.O yüzden mim mim yaşıyoruz işte. İzmir’de kiracı olduğum eski bir rum evinde yaşamımı dinlendiriyorum.
-Dalyan ile ilişkiniz nedir ?
-Gökbel köyünde yaşayan birkaç arkadaş ormanın içinde harabe bir köy evi olduğunu ve ilgimizi çekebileceğini dile getirdiler. Menajerim aynı zamanda da arkadaşım Değer ile gittik. Dedik ki burada olmalıyız.Evde 16 yıl kimse yaşamamış. Duvarları yarık.Kolunu soksan dışarı çıkar. O kadar kötü durumdaydı yani. Ormanın sessizliğini dinledim. Gümbürtülü böceklerini, sincaplarını, kirpilerini. Kararımızı verdik. Evin mülk sahibini bulduk ve bakım karşılığı 5 yıllık sözleşme yaptık.
-Neler söylemek istersiniz Dalyan ve Gökbel köyü hakkında. Neler hissettirdi size ?
-Küçücük bir sahil kasabasıdır Dalyan. Henüz kirlenmemiş.Şirketlerin talanına çokça maruz kalmamış. Kendini koruyan bir yapısı var. Tabiki bölge halkının da duyarlılığı var. Caretta Carettalardan öğrendim bunu.İnsana kendini iyi hissettiriyor. İnsanlarını Romanya’nın Craiova şehrinin insanlarına benzettim. Alabildiğine sakin, huzurlu, kimi zaman da eğlenceli. Derde derttaşlık eden, sıkıntıyla hemhal.
-Sokaktaki hayvanlar bile mutlu. Gökbel köyü doğanın kucakladığı, deresiyle, denizliyle, ormanıyla birleşikliği huzur veren bir köy. Hem şehir merkezine yakın, hem de şehir yaşamından uzak. Sihirli ormanlarına dalıp yürüdükçe kendimi daha çok keşfediyorum. Üretimlerim, yaratmak istediklerim daha da açığa çıkıyor. Bence sanat yapıcılar kentlerin kalabalığından, telaşından sıyrılıp kendiyle karşılaşabilecekleri alanlara akmalılar, Gökbel köyü gibi. Otomobil sesleri yerine kuş cıvıltılarını, anons sesleri yerine yaprakların hışırtısını tercih ediyorsa tabi. Bu köy halkı için de atölyeler, gösteriler düzenlemek istiyorum.
-Kiraladığınız yer ile ilgili hayalleriniz neler ?
-Yaşanabilecek hale getirmeye çalışıyoruz. Adını bile koyduk: Mim Bahçe. Köy halkının da bilgisi dahilinde bu ilkbaharda, hem yetişkinler hem de çocuklar için açık alan atölyeleri gerçekleştirmek şimdilik hedefimiz. Pantomim,Kukla,Tiyatro,Yoga,Yazarlık,Mask,Clown,Masal, Müzik şimdilik yapmak istediklerimiz. 5 günlük, haftalık ya da 10 günlük atölye kampları yaparak ve özellikle kimi atölyeler için yurt dışından bilinen eğitmenleri getirerek köyü kültürel anlamda daha da zenginleştirmiş olacağız. Daha ileride belki uluslararası bir festival neden olmasın ?
-Gelişmeleri heyecanla bekliyoruz. Peki belediye ile görüştünüz mü, destek almak, hayallerinizi paylaşmak açısından?
-Önce Mim Bahçe’yi yaşanabilir hale getirmek istiyoruz.Evin ve bahçenin tüm sıkıntılarını hallettikten sonra elbette görüşeceğiz. Sadece Gökbel Köyü’ne değil, tüm Dalyan’a sanatımızla samimiyet katmak istiyoruz. O yüzden belediyeyle ortak yürüteceğimiz projeler de olabilir. Belediyenin desteği bizi güçlendirecektir. Dediğim gibi, önce Mim Bahçe’yi tamamlayıp rahatlamak, sonra da harekete geçmek istiyoruz.
-Son olarak neler söylemek istersiniz ?
-Yaptığımız çalışmaları internetten takip etmek isteyenler için instagram : ilker_kilicer Facebook : ilker.kilicer E-Mail : ilkerkilicerpantomim@gmail.com
Mim dolu sevgilerimle…
İhbar Hattı
