Değersizlik yaşayan kişi sürekli birilerinin onayını alma ve kendini birilerine kanıtlama çabası içinde olur. Aşırı fedakarlıkları ve boyun eğici davranışları onaylanmak için yapar. Sınırlarını koyamaz “hayır” diyemez. “Hayır” deme girişiminde bulunsa bile suçluluk hisseder. Başkalarını fazlaca memnun etme çabası vardır çünkü onlardan alacağı takdire ve değer duygusuna ihtiyaç duyar. Onların gözündeki değerini kaybetmemek için sınırlarını zorlar.
Kendi değerini başkalarının davranışları üzerinden ölçer.
Anne karnında istenmeyen bir çocuk ya da çocukken yeterince sevgi ve değer görmemiş bir çocuk ileride ilişkilerinde reddedilmemek için onaylanmak için fazlaca sorumluluklar ve gereksiz yükler edinir. Bunlar taşınamayacak hale geldiğinde kişi depresif olmaya başlar.
Çocukluğunda karşılayamadığı duygularını ilişkilerinde yaşamaya çalışır. Ne yazık ki içindeki değersizlik hissini yaşatacak kişileri hayatına çeker. Çocukken bu duyguyu yaşatan annesiyse evlendiğinde eşi olur. Roller değişse de hissettikleri değişmez. Kişi sürekli kurban psikolojisinde takılı kalır çünkü zayıf ve kurban olmaktan beslenir. Daha çok sevgi ve ilgi alabilmek için bu rolü benimser. Bu kısır döngü böyle sürer gider. Taa ki ilişkilerimizde yaşadığımız sorunların bizimle, geçmişimizle anne karnındaki yaşadıklarımızla, geçmiş kuşaklardan devraldıklarımızla ilgili olduğunu farkedene ve dönüştürene kadar.
Hipnoz bilinçaltındaki programları değiştirmenin en etkili yollarından biridir.
Şifa olsun.
Lale Talayman
İhbar Hattı
