DEMRE GURME

On beş yıldır yurtdışında çeşitli ülkelerde, son yedi senedir de Endonezya da yaşıyorum. Yaşıyordum. Hala yaşıyorum diyorum çünkü dönmem gereken bir işletmem, evim ve sorumluluklarım var. Hayatımı orada kurmuştum ama şimdi Demre deyim. Evet, Türkiye de yerleşilebilecek binlerce kasaba arasından Demre çıktı hayatın akışından. Çok da iyi olmuş çünkü son altı yıldır restoran işletmeciliği yapıyorum, ne yalan söyleyeyim iyi yemekten anlarım. Üstüne bir de boğa burcuyum, bilirsiniz yalnızca yemeğe olan düşkünlüğüyle değil hassas damak tadıyla da anılan bir burçtur Boğalar. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk ve tek sertifikalı Meksika yemekleri uzmanıyım, anlatacaklarıma referans olsun, içiniz rahat olsun diye belirtiyorum.

Pandemi nedeniyle dışarıda eskisi kadar yiyemesem de, seksen küsur ülke gezmiş damak tadına güvenen ve hatta damağıyla yaşayan biri olarak Demre de çok iyi vakit geçiriyorum. Hem de çok iyi! Yerli ve yabancı turiste St. Nicholas Kilise ve Müzesi, Likya Uygarlıkları Müzesi, civardaki diğer tarihi müze ve ören yerleri ve eşi bulunmaz plajı ile hitap eden Demre de dünya mutfağı yok. Olmasına gerek de yok nitekim Demre de bulunduğum yaklaşık iki aylık zaman diliminde Türk mutfağının “en” lerini tatma fırsatım oldu.

Şimdiye dek yediğim en şahane pideyi (ben kuşbaşılı kaşarlı tercih ediyorum) İpek Restoran da, en lezzetine doygun tavuk çorbasını Köfteci Necati de, en serinletici çilekli limonatayı Glory Cafe de tattım. Aklıma her gelişinde tekrar tekrar ağzımı sulandıran bütün bu lezzetler Demre’de saklanıyorlarmış meğer! Henüz açık lokantaların çok azında ve yalnızca Demre merkez bölgesinde deneyimim olmasına karşın çok mutluyum ve şimdilik hiçbir yere gitmiyorum. Kebapçılar, lokantalar, tatlıcılar pırıl pırıl ve hijyenik.

Türkiye’nin seracılık merkezi, taptaze ve yer yer organik sebze, meyve deposu olan, sulu domatesler mevsimsel meyveler diyarı şirin Demre ilçesi aynı zamanda civar köylerden ve yaylalardan getirilen köy yoğurdu, keçiboynuzu özü, nar ekşisi, gezeleyen yumurtalar ve çeşit çeşit peynirle tam bir sağlıklı beslenme ve gurme cenneti!

Bunun yanında Cuma günleri Demre de halk pazarı oluyor, çok düzenli, temiz ve gölgelik alanda kurulan halk pazarında tüm taze meyve, sebze ve köy ürünleri ihtiyaçlarınızı karşılayabilirsiniz.

Akdeniz’e yolunuz düşerse, Demre arabayla Kaş’a ve Finike’ye yirmişer dakika uzaklıkta. Benim gibi arabanız yoksa, yarım saat kırk beş dakikada bir kalkan klimalı belediye minibüsleriyle Antalya-Kaş hattında Demre’ye ulaşım çok rahat.

Son durağınız ister Demre ister başka bir Akdeniz beldesi olsun, durup tertemiz, mis gibi, taptaze yemek çeşitleri sunan Demre lokantalarında bir şeyler atıştırmadan dönmeyin derim. Ha bir de fiyatlar çok uygun, civar beldeler turizme daha alışık olduğu için olabilir diye tahmin ediyorum, öyle Kaş’ta Finike de Olympos’ta Demre kalitesi ve fiyatlarıyla karın doymuyor.

Güzel Demre’nin güler yüzlü esnafına, pazarcısına, lokantacısına selam olsun!