gaziantep escort
11-11-2021 21:31:35 Son Güncelleme: 23-01-2022 16:35:35

DİNE MARUZ BIRAKILAN ÇOCUKLARDA GERÇEKLİK VE KURGU

Dine Maruz Bırakılan Çocuklar Gerçek ile Kurguyu Ayırt Etmekte Zorlanıyor!
DİNE MARUZ BIRAKILAN ÇOCUKLARDA GERÇEKLİK VE KURGU

Cognitive Science dergisinde yayımlanan bir makale, dini hikayelere maruz bırakılmayan çocukların, "fantastik hikayeler" içerisindeki karakterlerin kurgu olduğunu, dini hikayelere maruz bırakanlara göre daha kolay ayırt ettiğini ve hatta dindar çevrelerde yetiştirilen çocukların "tanıdık olmayan, fantastik hikayelere esnek şekilde yaklaştığını" ortaya koydu.

Kathleen Corriveau, Eva Chen ve Paul Harris tarafından yazılan "Dindar Olan ve Olmayan Çevrelerdeki Çocukların Gerçek ve Kurgu Yargıları" (Judgments About Fact and Fiction by Children From Religious and Nonreligious Backgrounds) başlıklı makalede çocukların tipik olarak "bir anlatım içerisinde mantıksız olan veya büyülü içeriğe sahip olan konulara hassaslıkları olduğu" belirtiliyor. 

Çocuklar, normalde, anlatım içerisindeki "görünmez yelkenliler" veya "sizi her tehlikeden her zaman koruyan bir kılıç" gibi fantastik içeriklere bağlı olarak anlatıdaki karakterler ve yapıların gerçek ya da kurgu olduğuna karar verebiliyorlar.

Fakat dindar hikayelere sıklıkla yer verilen ailelerde büyütülen çocuklar, konuya aynı şüphecilikle yaklaşamıyor. Yazarlar dini hikayeleri de "peri masallarının bir benzeri" olarak düşüneceklerini ve "bu anlatılardaki büyü içerikli veya mantıksız olan olaylara dayanarak bu hikayelerdeki baş karakterlerin hayali oldukları yargısına varabileceklerini" düşünüyorlardı.

Buna rağmen "bu tahmin muhtemelen yanlış". Çünkü "yetişkinlerden alınan uygun ifadelere dayanarak" dindar olduğu belirlenen evlerde yetiştirilen çocuklar, "bu anlatılardaki baş karakterleri gerçek kişiler olarak algılıyorlar; anlatım içerisinde imkansız olaylar yer alsa bile!"

Araştırmacılar 5-6 yaş arası 66 çocuk üzerinde yaptıkları araştırmada onlara bazıları peri masallarından kesitler olan, bazılarıysa Eski Ahit'ten alınan hikayelerle ilgili sorular sordular. Bu sayede çocukların bu hikayelerdeki karakterlerin gerçek mi, kurgusal mı olduğunu ayırt edip edemeyeceklerini tespit etmeyi hedeflediler. Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Kiliseye gitmek, dindar okullara yazılmak veya her ikisini bir arada yapmak suretiyle dine maruz bırakılan çocuklar, dini hikayeler içerisindeki karakterlerin gerçek olduğu yargısına vardılar. Buna zıt olarak, herhangi bir şekilde dine maruz bırakılmayan çocuklar bunların, tıpkı peri masallarındaki gibi, hayali olduğunu sonucuna vardılar.

Ancak dine maruz bırakılan çocuklar, fantastik olan ama dini olmak zorunda olmayan hikayelerdeki karakterlerin de gerçek olduğunu düşündüler. Yani Mark Twain'in Tom Sawyer karakteri ile George Washington'ın hayatından bir kesidi ayırt etme yetisinden yoksundular.

Bu sonuç, daha önceden yapılan ve çocukların "doğuştan inanmaya meyilli" veya "doğuştan inançlı" olduğunu ileri süren araştırmalarla çelişiyor. Bu araştırmalarda çocukların "insan üstü güçlere sahip olağanüstü varlıkların geçerliliğine yönelik doğal bir inanma eğilimi" olduğu iddia ediliyordu. Buna rağmen, seküler (laik) çocuklar dini hikayelere, tıpkı peri masallarına verdikleri gibi tepki verdiler: "Baş karakterlerin hayali olduğu yargısına vardılar." Araştırmacılar ayrıca şöyle yazıyorlar:

Dindar öğreti, özellikle de mucize hikayelerine maruz bırakılmak, çocukların imkansız olana daha temelden açık olmalarına neden oluyor. Yani bu çocuklar, sıradan neden-sonuç ilişkilerinden yoksun olan imkansız olayları daha yaygın olarak kabul ediyorlar.

-evrimağacı

  •   Etiket
YUKARI