GÜMÜŞ POLEN - 04 -
Yazar: Feride Ceyda Erdemli
EPİK 1: ZEYTİN EVİ
IV- PirenSes’in Öyküsü
Dalların, yaprakların, kayaların
Sorarak kelamlarını;
Gün yüzlü çiçeklerin şarkılarını
Dinleyerek sevgi dolu neşe tılsımlarını;
Toplanmayı bekleyen ağırbaşlı meyvelerin,
Anlayarak erdemlerini
Yürüdü her günkü şimdi gibi
Suyun Toprak ile kavuştuğu dingin düzlüğe.
Karanlıktaki Rüzgar’a kanıp
Toprak’a düşen canları
Atarken birer birer suyun yumuşak bağrına geri
Sordu Engin Suların Çalışanları
PirenSes’in niyeti nedir şimdi diye.
Kalbinden şimdi neler geçiyor diye.
Durdu PirenSesbir an...
Engin suya daldı bakışları o an...
Ve son canlıyı da saldığında engin suların bağrına
Oturup kaldı yumuşak Toprak alana
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
Koydu ellerini başıyla birlikte
Bedenine doğrulmuş olan dizlerine
Ve dondu kaldı bakışları engin suyun
Gökkube ile birleştiği yerde
...
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
Erirken geçen zaman
Biter geçmiş hikayeler
Bilinmez gelinmiş olan yerler
Unutulur tüm hikayeler
Kalır sadece bazen rivayetler.
Onları da saklar dikenli ağaçlar
Şişkin bükülmüş gövdelerinde.
Bazen Rüzgar’da tutamaz toy dalları
Anlatır Rüzgar’a rivayet edilen hatıraları
Rüzgar’da götürür onları satmaya
Geçmişin karıştığı Toprak’lara
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklara
Bilinmezdi gelişi PirenSes’in
Gözleri bu topraklarda gördü
Kulakları bu topraklarda duydu
Hisleri bu topraklarda var oldu hep
Biliyordu yapıyor olduklarını
Biliyordu Toprak ile
Su, Rüzgar ve Ateş ile anlaşmayı
Biliyordu hayatta kalmalarının
En temel detaylarını
Sadece biliyordu,
Geçmişin eridiği
Geleceğin gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
Süre gelen hayatı
Ve onun bu hayattakini akışını
Gelin görün ki
İksir Ağacı duymuştu
Gecenin karanlığında Rüzgar’a fısıldanan
PirenSes’in rivayetten hatırasını
Dedi ki Dikenli Ağacın dalları
‘Ol’ diye istemiş PirenSes’i Su,
Acısını dindirmek için Toprak’ın
Sunmuştu ona bereket ile gelen yeni hayatları,
Bu yeni hayatlar yeşerirken bağrında Toprak’ın
Bir can lazımdı onları büyütecek
Bir can lazımdı bereketi işleyecek
Bir can lazımdı hayatı hareketiyle dengeleyecek
Öyle bir ruh lazımdı ki
Mutlak sevgisi ile Bereket’i bütünleyecek
Bir parça taşıyacak her birinden
Bir parçaya sahip olacak her bir bereket tanesinden
Böylece devam edecek denge
Geçmişin eridiği
Geleceğin gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
Ve “Ol’sun” istedi Su;
Ve akıttı niyetini parçalanmış karalar boyu...
Zamanın düz gittiği topraklardan birinden
Bir can belirdi aslında istenmeyen,
Sahipti Su’yun coşkusu ile hareketine
Sahipti Toprak’ın dirayet dolu görüntüsüne
Doluydu kalbi Ateşin sıcaklığı ile
Özgürdü düşleri Rüzgar kadar haşarı olmasa bile..
Kendini gördü dört kardeşin dördü de
Bu kendiliğinden gelen Can’ın içinde
Bağrına bastı onu Su,
Sevgisiyle bezedi onu.
Bağrına bastı onu Toprak,
Besledi bereketiyle onu.
Ateş arkadaşı oldu.
Isıttı ve korudu...
Rüzgar ise masalcısı oldu
Dinledi geceleri mırıltısını
Doğru olmadığını bildiği masalları.
Geçmişin eridiği
Geleceğin gelmediği
Mordan yüzen topraklara
Sahip çıkan
İsmini yıldızlardan
Ruhunu enginlerden alan
Biricikliği eşsiz ruhuyla hayata yaşam salan
PirenSes böylece Ol’du.
Geçmişin eridiği
Geleceğin gelmediği
Mordan yüzen topraklarda...
...
“Niyetim devamımızdır” diye yanıtladı PirenSes
Cevabını sabırsızlıkla bekleyen
Engin suların hızır çalışanlarına.
“Topraktakiler uyumunda;
Su’dakiler uyumunda;
Ateştekiler uykularında...
Bir tek Rüzgar var huzursuz.
Güneyin gözyaşlarını taşımakta.
Siz niyetime kulak asın
Rüzgar masalcıdır nasıl olsa.”
Selamladı engin suların çalışanları
Yumuşak Toprak’ta oturan PirenSesPiranita’yı
Sert ve sıcak hava çarptı aniden suratına
İrkildi PirenSes
Kalktı ayağa
Hızla gitti bayırlar boyunca
Ala Karga ile buluşmaya
Geçmişin eridiği
Geleceğin gelmediği
Mordan yüzen topraklarda...
---------
devamı için lütfen tıklayın
----------