Cumhuriyet tarihimizin en büyük felaketi ile tarifsiz bir acı yaşıyoruz. Vefat edenler, yaralananlar, evsiz kalanlar.. Tarifi çok zor bir acı bu.. Başımız sağolsun. Geride kalan tüm depremzede vatandaşlarımıza geçmiş olsun, sabır diliyorum. Ailesini, akrabasını, komşusunu, arkadaşlarını kaybeden tüm insanların üzüntüsünü yürekten paylaşıyorum. Ülkemizin yaşadığı en büyük acı, en büyük üzüntü, başımıza gelen en büyük felaket bu. 10 şehrimizi kapsayan 6 Şubat 2023 Kahraman Maraş depremi ve hemen ardından gelen ikinci deprem ile sarsıldık. Deprem bölgesinde, diğer şehirlerde ve yurtdışında yaşayan tüm vatandaşlarımız tek yürek olup elinden geleni yapmaya çalıştı, çalışıyor. Yabancı ülkelerden de Türkiye'ye destek yağıyor. Hem arama kurtarma ekibi gönderiyor hem bağış yapıyorlar.
1999'da İstanbul'un hemen karşısındaki Gölcük'te yaşadığımız deprem felaketi henüz hafızalarımızdan silinmemişken daha büyük bir felaketi bugün yaşıyor olmamız bazı önlemleri almadığımızı gösteriyor. Malesef müteahhitler, inşaat firmaları, kamuda çalışan ve projelere onay verenler, imar affı yasası düzenleyen yönetim bu depremde sorumluluk sahibi.
İmar affı, kaçak bir şekilde yapılan binalar arasından, kanunda belirtilen koşullara uyanların affına denmektedir. Anayasa Mahkemesi'ne göre, imar affı cezayı ve cezaya dava açılmasını önlerken suç sayılan eylemi ortadan kaldırmaz. İmar affı hazineye para kazandırırken kaçak yapılaşmaya devletin gözlerini kapamasıdır. Fay hatlarının geçtiği bölgelerde kaçak yapılaşmaya izin veren iktidar, depreme adeta davetiye çıkarmıştır. Deprem, kesinlikle kader değildir. Tedbirler alındıktan sonra depremler öldürmez, binalarda ağır hasar da oluşturmaz, insanlar da yaralanmaz. Deprem öldürmez, bina öldürür. Malesef deprem vergilerinin nereye gittiğini, deprem için neden önlem alınamadığını, hükümetin olay yerine intikal edişinde eksik kaldığı yönleri söyleyenlere ''devleti eleştirme'' deniyor. Devlet ile hükümet aynı şey değildir. Hükümetler gelir, hükümetler gider ama devlet baki kalır. Hükümet, devleti geçici bir dönemde yönetmek için seçilmiş memurlardan oluşur. Hükümetler yüce, dokunulmaz veya kutsal değildir. Her hükümet hatalar yapar ve bu hataları eleştirmek daha iyi işlerin yapılabilmesi için vatandaşlık görevimizdir. 1999 İstanbul depreminde tüm gazeteler hükümeti yerden yere vurmuştu. Günümüzde ise aynı gazeteler hükümeti eleştirmeden depremin çok büyük boyutlarda bir doğal afet olduğunu, hükümetin hiçbir şey yapamayacağını vurguluyor. Halbuki medya özgür olmazsa hükümetler denetlenemez ve bu hatalar hep devam eder. Medya özgür olup hükümeti eleştirir, hatalarını söylerse hükümet de kendisine çekidüzen verir. Günümüzde malesef her şeyde bölündüğümüz gibi medyamız da iktidar medyası ve muhalif medya olarak bölünmüş durumda.
Depremden alabileceğimiz sayısız ders var. Bunlardan en önemlisi depremlerde elimizde muazzam bir güç olarak ilk yardımı yapabilecek olan TSK kurumuna EMASYA protokolündeki yetkileri geri vermektir. Deprem bölgesinde KKK bünyesinde 15 general, 1392 subay, 1896 astsubay ve 33 bin 199 erbaş ve er görev yaptı. Bir bilgi daha: Genelkurmay Başkanlığı Tabii Afetler Direktifi'ne göre Türkiye, 17 bölgeye ayrılmıştı. 18 Ağustos 1999 sabahı…
Yaralılar bölgeden çıkarılmaya başlandı. O gün 270 saat uçuş yapıldı. İki bin yaralı tahliye edildi. Bölgedeki görevli birliklere destek olarak bir tugay, iki sahra hizmet bölüğü, iki seyyar cerrahi hastane deprem bölgesine gönderildi. Askeri helikopterler, 41 doktor, 24 hemşire ve 7 sağlık astsubayını o gün bölgeye taşıdı.
Bitmedi…
480 büyük çadır, 4 seyyar fırın, 4 seyyar mutfak, 22 su tankeri, 7 jeneratör, 2 bin 900 battaniye, 40 bin ekmek, köpek timi, kan, plazma ve serum deprem bölgesine o gün gönderildi.
Depremin ilk günü özel telefon hatları yoktu! TSK, saat 13.00'te bölgeye üç iridyum uydu cep telefonu ve iki adet uydu yer terminali gönderdi.
Bitmedi…
İstanbul, İzmit, Adapazarı, Gölcük ve Yalova'da beş lojistik destek koordinasyon merkezi açıldı. İllerdeki tüm yardım faaliyetleri, Tabii Afet Bölge Komutanlıkları ile kriz yönetim merkezleri tarafından koordine edildi. Çünkü; sivil otoritenin yardım istekleri hemen giderilmeliydi! Kahramanmaraş merkezli yüzyılın felaketinde kazanan planlamacılar ve disiplini savunanlar oldu. Üç saate merkez kuran devletten üç günde plan yapan devlete dönüşmek acı verici. Umarım buradan ders alınır.
Depremlerle yaşamayı öğrenmeli, fay hatları üzerine kaçak yapı yapmamalıyız. Deprem için toplanan vergilerin peşine düşmeli, vatandaş olarak vergilerimizin nereye harcandığını sorgulamalıyız. Yoksa daha çok canımız yanar. Umarım bu son felaket olur, bir daha böyle bir acı yaşamayız. #asrınfelaketi #deprem #maraşdepremi #kahramanmaraş #adıyaman #hatay #gaziantep #istanbuldepremi #başımızsağolsun #gölcükdepremi #99depremi #devletçöktü #devletenkazaltında #imaraffı #birgeceansızın #bensenisevduğumi #yunanistantürkiye #israilyardımekibi
Instagram.com/gezencan
Twitter.com/gezencan
Facebook.com/dunyayigezencan
İhbar Hattı
