Begüm Şahin
  16-03-2020 15:30:00

SON SOSYALLEÅžMEMÄ°Z

İlkel bir insan kalabalığının, elinde meşalelerle evin etrafını sarmasını göze alarak Dalyan’ın medeniyetsiz bir yer olduğunu ilan ettiğimden bu yana çok şey değişti. Sanırım Dalyan’da kültür, sanat, felsefe falan olmadığından şikayet ederken, farkında olmadan kozmik bi tetiklenme yarattım ve ardından öyle ilginç gelişmeler yaşandı ki, şu an istesem Pazartesi günü Gıda Topluluğu, Salı günü Kadın Farkındalığı, Çarşamba günü Sinema Kulübü toplantısına gidebiliyorum. Üstelik bu toplantılar her geçen gün artma potansiyeli gösteriyor ve neredeyse, her güne bir toplantı denk gelecek ve kendime vakit ayıramayacağım diye korkacağım.

İşte Dalyan tam böyle medeniyetin beşiği haline gelmişken şu korona virüs olayı patlak verdi. İlk başta fazla ciddiye almadım korona işini, zaten büyük şehirde değiliz, toplu taşımaya falan binmemiz gerekmiyor, insanlarla öpüşmeyi bıraksak ve elimizi daha sık yıkasak, hayatımızda fazla bir değişiklik olmadan idare ederiz diye düşündüm. Ama dün İtalyan doktorların yaptığı, diğer ülkelerin de 8 gün sonra İtalya’nın durumunda kalabileceği açıklamasından sonra, işlerin düşündüğümden daha ciddi olduğunu ve daha sıkı önlemler almam gerektiğini anladım. Ama işte bunu daha dün anladım.

Ondan önceki gün olan Cumartesi akşamı, yani ben henüz korona tehlikesinin boyutlarını yeterince kavramamışken, Ecem ve Ali bize oturmaya geldi. Bir iki bira içip muhabbet ettik. Sonra hadi Nazo’s bara gidelim dediler ama Barış'la ben çıkmaya üşendik. Sonra nasıl olduğunu anlayamadığım bi şekilde Ecemleri yürüyerek bara bırakmaya ikna olduk. Sonra o da yetmedi barın önüne kadar gelmişken içeri girip bi bira içelim dedik ve Ecemlerin bu adım adım ilerleyen sinsi planı, dağınık saçlarım ve kısa bir yürüyüş amacıyla üstüme geçirdiğim üstünkörü kıyafetlerle, bir anda kendimi süslü Nazo’s insanlarının arasında bulmamla sonuçlandı. Sonra içeceğimiz bir bira da iki biraya dönüştü derken barda baya vakit geçirdik. Her ne kadar insanlarla öpüşmek, el sıkışmak gibi atraksiyonlara girmeyip sosyal mesafeyi korumuş olsam da, yine de ilginç bir şekilde Nazo’s çok kalabalıktı, sanki o gece herkesin bir anda çıkası gelmişti ve yanlışlıkla başkasının sigarasından bi fırt aldığım bir an bile yaşadım.

Sonuç olarak dışarı çıkmak zevkli oldu ama ertesi gün virüsün ciddiyetini fark edince tırsmaya başladım. Beki de şu anda koronalı birisiydim, kim bilir? Neyse, bunu zaman gösterecekti artık ve ben de kaderime razı olacaktım, ne yapalım.

Bugün ise artık kadın farkındalığını, gıda topluluğunu ve sinema kulübünü iptal ettik, ayrıca yüz yüze buluşmaları da ikinci bir emre kadar rafa kaldırdık. Sanırım kendimi 2 hafta insanlardan uzak tutacağım ve sonrasında ne olacağına o zaman bakacağım. Eğer herkes iyiyse ve izolasyondan çok sıkılmışsak, ilerleyen dönemlerde açık havada aralıklı durdurduğumuz bir buluşma ayarlanabilir ama şimdilik bir süre cemiyet hayatından çekildiğimi bildirmek istiyorum.

Vay be, Nazo’daki o gece resmen son sosyalleşmemizmiş.

Koronasız günlerde tekrar görüşmek dileğiyle.

  YAZARIN DÄ°ÄžER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BÄ°ZÄ° TAKÄ°P EDÄ°N
YUKARI