COR-ONA SONRASI ÜZERİNE BİR DENEME

Artık ciddi ciddi bir "sosyal medya" yazarı oldum sayılır, gazeteciler cemiyetinin de çiçeği burnunda bir üyesiyim, arabamın ön camında basın kartı kokartı,cüzdanımda gururla taşıdığım ve olur olmaz yerde bir bahaneyle çıkartıp göstermekten egosantrik bir haz duyduğum gazeteci kimliğim var.

Ülke genelinde bir çok yerel gazetede köşe yazıları yazıyorum, sosyal medyada hatırı sayılır miktarda takipçim var.

Yani,sanal alemde kendi çapında bir özgül ağırlığım var,mesleki formas-

yon gereği ülke ve Dünya gündemini yakinen takip ederim, kapalıçarşı tezgahtarlarını kıskandıracak ölçüde ingilizcem de

var sadece yerel medyadan değil, Dünyanın anlı şanlı yayın kuruluşlarından da beslerim belleğimi.

Tanıdık tanımadık yolda çevirip soruyor "cor-ona sonrasında dünyanın düzeni ne olur?"

Aslınsa yanıtı çok kolay bir soru bu, hatta yanıtı sorusunun içinde gizli, ihtimal soruyu soranların bir çoğu biliyor bu sorunun yanıtını ama belki kendilerine söz geçiremedikleri için belki de duyacakları yanıtın yaratacağı hayal kırıklığından olsa gerek yanıtı bir bilenden duymak istiyorlar.

Bu yazıyı bu noktaya kadar okumuşsanız eğer sizinde içinizde "cor-ona sonrası dünyanın düzeni ne olacak ?" sorusunun yanıtını öğrenmek için dayanılmaz bir "merak" duygusu hasıl oldu hızlı bir şekilde yazının sonunu okumak zorundasınız şimdi.

Bu sorunun yanıtını Hz.Mevlana'ya atfedilen bir kıssa ile vermek istiyorum;

**

Bok Böceği hikayesi :

Adamın biri bir gün bahçesinde otururken Hayvan dışkısından top yapan bir böceği görmüş, böcek pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş:

- Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?

Aradan bir kaç ay geçmiş adam umarsız bir hastalığa yakalanmış.

Derdine kimseler çare bulamamış.

En sonunda bilge bir doktor ''Bak demiş bazen bahçelerde gezen bir böcek olur ayakları ile pislik yuvarlar işte o yuvarladığı pisliklerden 40 gün boyunca aralıksız yiyeceksin" demiş.

Adam 40 gün boyunca o pislikleri yemiş ve iyileşmiş. Aradan yıllar geçmiş aynı adam gemiye binmiş ve denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmışlar. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atıp sakince çayını yudumluyomuş.

Birileri dayanamamış sormuş. "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz sendeki bu rahatlık ne be adam ?!."

Adam şöyle cevap vermiş

- KURBAN OLDUĞUMUN BİR KERE İŞİNE KARIŞTIM BANA KIRK GÜN BOK YEDİRDİ, İSTER YÜZDÜRÜR, İSTER BATIRIR BEN KARIŞMAM KARDEŞİM !.

hatime-1: Allahın işine karışmayın,ama yine de eşeği sıkı bağlamak gerek,beş yıl daha bok yemek istemiyorsanız ilk olarak siyasal tercihlerinizi değiştirmenizde faide görüyorum.

Bazılarınızın cor-ona sonrası dünyanın düzeni ne olur..? sorusuna verdiğimiz yanıttan tatmin olmadığınızı hissediyorum, sorun yok dostlarım feraset eşiğinizin düşüklüğüne öfkelenmeyin sorun sizin ferasetinizden değil benden de kaynaklı olabilir, bir de şu yanıtı deneyin eminim bu sefer soruya yanıt alacaksınız.

Hz Mevlana olmadı bir de Neyzen Tevfik'ten verelim "cor-ona sonrası dünyanın düzeni ne olur.? sorusunun yanıtını:

**

"Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişir,

Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişir!"

hatime-2; bizim gibi hormonlu büyümeye alışmış ülkelerde palyatif çözümlerle ülke sorunları çözülmez hazine-i hassadan ulüfe dağıtmakla demokrasi ve adalet tesis edilmez,cor-ona pandemisinin önü alınmaz.

bu işin kesin ve kalıcı çözümü sosyalist bir devrim ile mümkündür.

-c.biçer-