LÜMPENLİK ERİL BİR SIFATTIR

 

Tdk sözlüklerinde ; Sınıfsız,Ayaktakımı,sözde bilgili tutum ve davranışlarıyla itici olan anlamına gelen kelimedir.

İlk kez siyasal literatüre,Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ikinci ünlü paydaş çalışımları ''Alman İdeolojisi''`nde (1854) eserinde kazandırılmıştır .

Marks'a göre "lümpen proletarya", bütün sınıflar tarafından istenmeyenler dolandırıcılar, itimat hilebazları, genelev sahipleri, çaput ve kemik tüccarları, laternacılar, dilenciler ve toplumun diğer kimsesizleri de dahildir. Dolayısıyla Marx lümpen proleterya yı devrim karşıtı bir güç olarak görmekteydi.

Bana tek bir cümle ile "lümpen"'i tanımla derseniz, "Bilinçlenmemiş, kolay provokasyona gelen, kolay saptırılabilen, üstüne vazife olmayan,

görevlere soyunan, kişiliğini bulmamış kişi veya sınıflardır",derim.

Değerli(!) yazarımız Alev Alatlı, bir yazısında lümpene ‘PAÇOZ’, lümpenleşmeye ‘PAÇOZLAŞMA’ diye

çok güzel ve anlamlı isim koymuş, paçozun ne olduğunu şöyle tanımlamıştır."Paçoz, kendi çıkarları için heryolu mübah sayan, küstah, beşpara etmez, sokak kurnazı, zevzek, müpteze, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekez, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş"her biri ayrı ayrı "lümpenin" kişilik özelliklerini çok net ve doğru olarak belirtiyor.

"Anadolu kültüründe lümpen kişilik özelliklerini tanımlayan çok zengin deyimler vardır.

Langır lungur adam

Her tarafı oynuyor

Bir dediği diğerini tutmuyor

İpiyle kuyuya inilmez

Bir saati bir saatine uymuyor

Yallah yullah adam

Anında satar

Sözüne güvenilmez

İpsiz sapsız

Dün öyle bugün böyle diyen

Yapamayacağı yoktur

Rüzgar gülü gibi

İlkesiz, anasını bile satar

Eşeği at diye yutturur

Durmaksızın yemin eder

Her telden çalar

Dansöz gibi (Bu söylem dansözlere saygısızlıktır)

Yanı yönü yoktur

Fırıldak

Dan dun adam

Sağı solu belli olmaz

Zart zurt adam

Bi dediği bi dediğini tutmaz

Durmaksızın üfüren

Sap yer saman sıçar

Karaktersiz

Laubalinin teki

Laçka

Götü başı oynuyor

Üfürüyor

Beyni ile s2 yer değiştirmiş."

Dikkat edersiniz bu nitelendirmelerin tamamına yakın "ERİL" şahsiyetlere yöneliktir,zira kadınlar doğaları gereği lümpenlikten uzaktırlar.

Girizgahı yine uzun tutmak zorunda kaldım, zarfa takılıp mazrufu ıska geçmeyelim maksadım Türkiye'de siyasal iktidar ve onu iktidara taşıyan sınıfsız tabanın sosyolojik analizini yapan bir deneme yazısı yazmaktı,

"Kifayetsiz muhteris'in" dün yayınlanan televizyon demeçlerinde Çanakkale belediye başkanını ve "Ortadoğu ülkesine döndük diye bir durum tespiti yapan Prof Bahadır Erdem'i ilk okul çocuğu azarlarcasına çemkiren bir siyasal figürü örneklem olarak göstermem bile yeterli olacaktır bu yazım için sanıyorum

Vahdettin Erdem abimiz "lümpenleşmek ve lümpenleştirme" üzerine yaptığı bir tesbitle son noktayı koyalım;

"Toplumları kişilikli kılan en önemli etkenlerin başında eğitim gelir. Yeterince ve

nitelikli eğitilmeyen toplumlarda kollektif davranış gelişmez. Böyle toplumlarda fen bilimleri

eğitimi ıskalanır. Arabesk söylemler yaygınlaşır. Kurallı konuşma ve yazmanın yerini sokak

dili alır. İnsanlar günlük yaşamlarını 100 bilemediniz 150 kelimeyle sürdürürler. Oturdum, kalktım, yedim, içtim, sıçtıım gibi basit kelimelerle yaşarlar.

Bu tip insanlar kazara nitelikli eğitim almış kişilerle karşılaşınca, başlangıçta sus pus olurlar, birkaç dakika sonra cıvımaya başlarlar. Laubalileşirler. Yani Lümpenliklerini ortaya koyarlar.

Ben çok yakinen tanıyorum bahse konu kişiyi ..ya siz..?

şair vecdi'ye ait olduğu söylenen bir manidar beyit ile bitirelim

yazımızı;

*

“ne kendi eyledi rahat, ne halka verdi huzur;

yıkıldı gitti cihandan, dayansın ehl-i kubur.” "