Gülşen Yegen
  23-02-2021 21:52:00

ADAB-I MUAŞERET

Adab sözcüğü Arapça Adb kökünden türemiştir ve ( ˀadab أدب ) "terbiye, incelik, düzgün davranış anlamına gelir. Edep sözcüğünün de kökeni aynı sözcüğe dayanır. Adab-ı Muaşeret ise Arapça bir tamlamadır ve görgü-nezaket bilgisi ve kuralları anlamındadır. Sözcük Türkçeye “Görgü Kuralları” olarak çevrilmiştir.

60’lı 70’li yıllarda ortaokullarda, haftada bir gün 1 saat olarak işlenen “Görgü Kuralları” adlı bir ders vardı. Dersin özel bir öğretmeni yoktu ve zorunlu bir dersti. Dersin içeriğinde selamlaşma, merdiven inip çıkma, sofra düzenleme, yemek yeme (çatal-bıçak kullanma, çorba içme), giyinme, şapka takma, toplu taşım araçlarını kullanma gibi toplumsal yaşam içindeki her durum için nasıl davranılacağına yönelik bilgiler yer alırdı. Bazı bilgilerin de birebir uygulaması yaptırılırdı. Çünkü biliyoruz ki yaşama geçirilmeyen bilgi, öğrenilmez.

Çocuk aklımızla bazıları aramızda eğlence konusu olurdu. Örneğin yüksek topuklu ayakkabı giyildiğinde nasıl oturulacağı bilgisinin bizi çok güldürdüğünü anımsıyorum. Şapka ve eldiven kullanma bilgisinin de…

İyi ve doğru olana tahammül edemediğimiz için bu derste, diğer anlam ifade birçoğu gibi kaldırılan dersler arasında yerini aldı.

Bir restoranda ağzı açık, şapırdatarak çorba içenleri gördüğümde öğretmenimiz aklıma geliyor. Oysa ağız kapalı olarak, ağız şapırdatılmadan yemek yenmesi gerekir.

Duraklarda toplu taşıma araçlarını bekleyenleri gördüğümde öğretmenimiz aklıma geliyor. Oysa sıra olarak, yaşlı ve engellilere öncelik vererek beklemek gerekir.

Sürücünün defalarca “boş yerlere ilerleyelim” sözünü tekrarlamasına rağmen yerinde durmaya devam edenleri gördüğümde öğretmenimiz aklıma geliyor. Oysa boşalan yerlere ilerleyip, yeni bineceklere yer açmak gerekir.

Raylı sistemde vagon durduğunda içerdekiler çıkmadan kapılara yüklenenleri gördüğümde öğretmenimiz aklıma geliyor. Oysa içeridekiler çıkmadan girmemek gerekir.

Merdivenleri sol tarafından,  aşağıya inenleri adeta yararak yukarıya çıkmaya çalışanları gördüğümde öğretmenimiz aklıma geliyor. Oysa merdivenlerin sağ tarafından inilir, sağ tarafından çıkılır.

Yüksek topuklu ayakkabı giyildiğinde, bacaklar açılarak değil, dizler birleştirilerek, bacaklar hafif yan çevrilerek oturulur. Etek boyu kısa ise, uzatmak için çekiştirilmez, otururken düzgünce oturulur.

Peki şimdi? Konuşurken kullanılan sözcüklerden, davranışlara kadar nezaketten eser yok.

Gel de geçmiş günlere özlem duyma…

 

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI