Gülşen Yegen
  Güncelleme: 07-03-2023 13:25:00   07-03-2023 13:23:00

MAİANDROS’UN ÇOCUKLARI

    Maiandros’da bütün nehirlerin olduğu gibi 12 titandan ilk doğan olan Okeanos ile titan Tethys’in oğludur. Okeanos ve Tethys’in bütün oğulları gürül gürül akar, geçtikleri yerlerdeki topraklara zenginlik ve bereket götürür. Tethys, Maiandros’u Apameia’da dünyaya getirmiştir. Apameia (Dinar Suçıkan), mitolojide yer alan, ünlü bir yarışmaya ev sahipliği yapmıştır. Yedi delikli flütü ustaca çalan keçi ayaklı, insan vücutlu Marsyas, Tanrı Apollon’a ondan daha ustaca müzik yaptığını söyleyerek meydan okur. Bu meydan okumayı kabul edilmesiyle yarışma yapılır yapılmasına da,  Midas’ın kulaklarının eşekkulağına dönüşmesi, Marsyas’ın da derisinin yüzülmesiyle sonuçlanır. Marsyas’ın ölümüne çok üzülen esin perileri Mousalar o kadar çok ağlarlar ki, yaşadıkları yer olan Nysa’dan aşağı doğru akan gözyaşlarından bir dere oluşur. Bu dereye Marsyas (Çine çayı) adı verilir.

    Hititçe Aştarpa, Yunanca Maiandros nehri ismiyle anılan Büyük Menderes Nehri, Afyon’un Dinar ilçesindeki Suçıkan’dan doğar, Uşak, Denizli ve Aydın illerinden geçerek Ege denizine dökülür. Geçtiği illerin topraklarına bereket taşır. Verimli bu topraklara Büyük Menderes Havzası adı verilmektedir.  Büyük Menderes nehri, çevresinde yer alan topraklara bereket taşıdığı gibi aynı zamanda doğal yaşamın da devam etmesini sağlar. Bu bereketli topraklar antik dönemde de yerleşim gördüğü için, çok sayıda antik kenti, arkeolojik kültürel miras unsurlarını içerir. Binlerce yıldır yaşamın devam etmesi sonucu oluşmuş olan yemek, halk oyunları, giysiler, türküler vb gibi kültür unsurlarının her biri ayrı ayrı incelenmeye değer.

    Her birimiz bir yerlerde doğarız. Bazılarımız doğdukları yerde hayatlarını sürdürürler. Bazılarımız ise farklı yerlerde yaşamı devam ettiririz. Doğduğumuz yerle bağlantılarını devam ettirenlerimiz olduğu gibi, bağlarını koparanlar da vardır. Bu ayrılış genellikle üniversite eğitimi ile başlar, ardından iş yaşamı, ardından….. doğduğumuz topraklarla bağlarımız sınırlanır. Her birimizin mesleğini doğduğu topraklarda sürdürebilme şansı ne yazık ki olmayabiliyor.

     Bu durum Büyük Menderes havzasının Aydın ilinde doğmuş bir grup çocuğu için de geçerli. Onlar üniversite öğrenimi için doğdukları topraklardan ayrılmışlar, iş yaşamına başlamışlar ve memleketlerine ancak tatillerde veya akrabalık ilişkileri için gider olmuşlar.  Bu çocuklar -çocuk dediysem de yanlış anlaşılmasın birçoğu torun sahibi- yaşamlarını Aydın’da sürdürmeseler bile, toprakları ile bağlarını kopartmamışlar. Doğdukları toprakların gelişmesi, havzanın korunması için neler yapabiliriz diye kafa yormuşlar. Amaç belli, yapılacak çok iş var ama zaman kısıtlı, insan gücü gerekli. Buna çözüm üretebilmek için, Ankara’da yaşamakta olan bu aklı-evvel (teşbihte hata olmaz derler) insanlar bir platform kuralım ve bölgemizin gelişiminin ve korunmasının sürdürülebilir olması için projeler üretelim diye düşünmüşler. 2006 yılında bir araya gelerek Büyük Menderes Platformu’nu kurmuşlar. Kuruluş amaçlarını “Aydın, Denizli, Uşak, Afyon illerini içine alan Büyük Menderes Nehri Havzasının bu güne kadar çeşitli nedenlerle çözüm getirilememiş yerel sorunlarına bilimsel bir bakış açısı ile yaklaşmaktır” diye ifade etmişler.

     Büyük Menderes Platformu kuruluşundan itibaren çalışmalarına yön vermiş, farklı projelerde Aydın Ticaret Borsası, Aydın Ticaret Odası gibi yerel kuruluşlarla işbirliği sağlamışlar. Gelişmiş ülkelerdeki örneklerden yola çıkarak Büyük Menderes Nehri taşkın planının bilimsel yöntemle oluşturulması için yaptıkları çalışmalar o kadar dikkat çekici olmuş ki, uluslararası toplantılara davet edilmişler. Çıldır Havaalanının sivil uçuşlara açılması konusunda kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yapmışlar. Aydın Gıda ve Tarım İhtisas Serbest Bölgesi projesinin ortaklarından olmuşlar. “Aydın’a Değer Katanlar” başlığı ile bir dizi kültür etkinliği yapmışlar. 2010 yılında Güney Ege Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen Yenipazar Aşağı Dip Gölü Doğa Parkı projesini hayata geçirmişler. Her biri çok değerli olan bu çalışmalar arasında, benim açımdan en önemlilerinden biri Aydın ilinin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda yaptıkları çalışmalar. Tarih ve arkeolojiye ilgi duyanların ismini çok iyi bildiği Aphrodisias, Miletos, Tralleis, Pirene, Didyma, Magnesia, Alinda, Alabanda gibi antik kentleri sınırları içerisinde barındıran Aydın, Mastaura gibi adını yeni duyduğumuz antik kentleri de barındırıyor. Büyük Menderes platformu kurucuları, yeterince tanınmayan ve risk altındaki tarihi eserlerin korunması için “Bilinmeyen Karia Yolu” projesini oluşturmuşlar. Hakkında fazla bilgi sahibi olmadığımız Direcik Tümülüsü, Donduran Kulesi, Orthasia Antik Kenti, Alhan Hamamı, Dalama Su Kemeri, Dereköy Kulesi, Karahayıt Kümbeti gibi kültür varlıklarının tanınması için çalışmalar yapmayı planlamışlar. Aydın-Denizli otoyol rotasının belirlenmesi konusunda ilgilileri bilgilendirmeye çalışmışlar. Onlar ellerinden geleni yapmışlar ama ilgili ve yetkili kişiler çabalarını görmezden geldiği için başarı sağlayamadılar. Aydın Denizli otoyolu, tarım alanlarını tahrip ederek yapılmaya başlandı.

      Pandemi süresinde çalışmalarının yönünü zorunlu olarak değiştirerek çevrimiçi sohbetlere dönüştürdüler. Dönüştürdüler diyorum çünkü platformun kurucularından sevgili arkadaşım Selim Soydemir’in çevrimiçi bir toplantıya davet etmesi sayesinde tanıştım. Pandemi sürecinde her Perşembe akşamı, ağırlıklı olarak Büyük Menderes Havzası ile ilgili konularda alan uzmanları ve bilim insanlarının katılımıyla sohbet toplantıları düzenlediler. Bir sunumu da Kültürel Mirasın Korunması konusunda ben üstlendim.  Toplantıların moderatörlüğünü platformun kurucularından sayın Mehmet Ekizoğlu Kanada’da olmasına; sayın İbrahim Ayvazoğlu görevi gereği her hafta farklı illerde bulunmasına rağmen titizlikle yürüttüler ve yürütmeye devam ediyorlar. Konukların bilgilendirmeleri kadar, sunumlar sonrası soru-cevap bölümündeki katkılar da öğrenmeye katkı sağlıyor. Çünkü toplantıları düzenli olarak takip eden katılımcıların her biri, doğduğu toprakları önemseyen, entellektüel, eğitimli, alanında uzman, araştırmaya devam eden, sorunlara çözüm üretme konusunda kafa yoran, sorumluluk sahibi insanlar.

    Işıklarda uyusun Prof. Dr. Tahir Özgü hocamız bir şeyi eleştirmeye kalktığımızda bize, “Bu konuda sen ne yaptın? Tek bir şey yaptıysan konuşabilirsin, yapmadıysan önce git, başarısız da olsa yap, sonra gel konuşalım” derdi. Büyük Menderes Platformunun kurucuları ve takipçileri sorun olarak gördükleri konuları ortaya koyuyorlar, görüşlerini belirtiyor, çözüm önerileri sunuyorlar, bu önerileri hayata geçirmek için uğraşıyorlar. “Nasıl başlamalıyız, neler yapmalıyız”ı araştırıyorlar. Sadece yerel halkın bildiği, unutulmaya başlayan kültür unsurlarını tanıtmaya çalışıyorlar. Bu konuda Adnan Menderes Üniversitesinden hocalarımız ciddi çalışmalar yapıyorlar. 

    Bir toplantılarına katıldıktan sonra, müdavimleri haline geldim. Aydın’lı olmamama rağmen aralarında bulunuyor olmanın onurunu taşıyorum.  Umarım hedeflerini yerine getirmeleri için önlerine çıkan engelleri aşmaya devam ederler. Bizim payımıza düşen görevler olursa da yerine getirmeye hazırız. Yolunuz açık olsun Maiandros’un Çocukları.

 

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI