Jan Paçal
  Güncelleme: 11-03-2020 17:19:00   11-03-2020 01:14:00

"NÃœFUS AZALTMA PROJESÄ°'NDE SON AÅžAMA MI?

Hey bütün paranoyaklar toplanın, bir diyeceğim var. Komplo teorilerine yeni bir şey ekleyemem ama günümüzden geçmişe şöyle bir toparlama yapabilirim.

" Dünya'nın tepesindeki 21 soylu aile "Plan 21" adındaki bu stratejiyi yıllar önce devreye soktu. Bu planın adı zamanla değişse de yeşilliklerle sarmaşıklıklarla sarılarak insanlığa yutturuldu." şeklinde yazdığım makalenin üzerinden uzun bir zaman geçti ama şimdi günümüze bakalım, makale sonunda tekrar bu konuya döneriz.

Neredeyse tüm dünya devletlerinin imzaladığı "Nüfus Azaltma Anlaşması'nda üçüncü aşamaya mı gelindi?

Bir süredir salgın hastalıkların ve doğurduğu sonuçların normalmiş gibi algılanması için yoğun bir çalışma yapılıyor. Wuhan'da başlayan salgın yavaş yavaş ama tüm hızıyla dünyaya yayılırken, hasta olsun olmasın, insanlar üzerindeki baskılar arttı ve artmaya devam edecek. Koskoca şehirler bile karantina altına alınırken ülkelere geldi sıra.

Resmi rakamlara göre Koronavirüs bulaşanların sayısının 9 bin 172, ölü sayısının ise 463'ü bulduğu İtalya'da Başbakan Conte, başbakanlık sarayı Chigi'de düzenlediği basın toplantısıyla, Bakanlar Kurulu olarak aldıkları ve bütün ülkede yürürlüğe girecek olağanüstü kararları duyurdu.

İtalya Başbakanı Giuseppe Conte Conte, koronavirüse karşı 14 kentte alınan tedbirlerin tüm ülkede uygulanacağını açıkladı.

Virüsün bulaştığı kişi sayısına dikkati çeken Conte şunları söyledi:

"Rakamlar, bize ölen ve yoğun bakımdaki kişi sayısının ne yazık ki önemli şekilde arttığını söylüyor. Artık zaman kalmadı. Hepimiz, İtalya'nın iyiliği için bir şeylerden vazgeçmeliyiz. Önemli sayıda kişiye bulaştığı için alışkanlıklarımızı değiştirmek durumundayız. Artık tek bir kırmızı bölge yok, tek bir İtalya, korumalı bir İtalya var. Bütün ülkeyi kırmızı bölge ilan ediyoruz."

Ve ABD'den gelen bir açıklama ise insanları olacaklara rahat rahat hazırlama niteliği taşıyordu.

ABD'li sağlık uzmanı,  "Koronavirüs, 50 milyon kişinin öldüğü 1918 grip salgını gibi olabilir" diyerek manşetlerde boy gösterdi.

Koruyucu tıp doktoru ve bulaşıcı hastalıklar epidemiyoloğu Juliana Grant "Kovid-19'un kötü bir grip yılı gibi olması muhtemel ama aynı zamanda 1918 grip salgınına epey benzeyeceğine dair bir dizi gösterge de var" diye yazdı ve " Bir karşılaştırma yapmak gerekirse 1918 gribi bildiğimiz medeniyetin sonunu getirmemişti ama son 200 yılda görülen en ölümcül ikinci olaydı. Tanıdığınız kişilerin Kovid-19'dan ölmesi olası" şeklinde açıklamalar yaptı.

Donald Trump hastalığın yarattığı tehlikeyi önemsememekle suçlanırken Grant açıklamalarına şöyle ekleme yaptı;

" Mevsimsel gribin bulaşma oranının ikiden az olduğunu düşünüyoruz ama 1918 gribinin bulaşma oranı Kovid-19'da gördüğümüzün neredeyse aynısı. Yine belirteyim, bunlar tahminler ve henüz doğru olup olmadıklarını bilmiyoruz. Koronavirüs, 50 milyon kişinin öldüğü 1918 grip salgını gibi olabilir."

Ve Almanya Başbakanı Angela Merkel devreye girdi.

Merkel, koronavirüs ile ilgili açıklamalarda bulundu. Merkel, "Almanya’da yaşayan insanların yüzde 60 ila 70’ine virüs bulaşacak" ifadelerini kullandı.

Sağlık Bakanı Jens Spahn da Merkel'in bu açıklamalarına destek verdi. Spahn, Corona Virüsüne maruz kalanların yüzde 80'inin bunu atlatabileceğini söylerken, 65 yaş ve üstü için ciddi bir sorun olabileceğini de altını çizdi. Spahn, bunun için fazladan 28 bin yatak ayrıldığını duyurdu.

Merkel'in açıklamalarına göre 82 milyon nüfuslu Almanya'da 50 ila 60 milyon kişinin koronavirüsüne yakalanma ihtimali bulunuyor.

Türkiye'de ise durum oldukça değişik seyrediyor. Dünya Bankası'nın bu virüs ile mücadele eden ülkelere 12 Milyar dolar bütçe ayırdığını duyurması ve de IMF'nin de 50 milyar dolar kredi vereceğini açıklaması ile ülke sağlık bakanında açıklama geldi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs ile ilgili, "Bugün itibarıyla toplam vaka sayısı 109 bin 498'e yükseldi. Dünya genelinde 3 bin 810 kişi hayatını kaybederken, hastalığa yakalanıp iyileşenlerin sayısı ise 60 bin 762 oldu. Türkiye'de ise şu ana kadar tespit edilmiş koronavirüs vakası yoktur" dedi. Bakan Koca, 'Koronavirüs salgınının şu anda Türkiye'de olma ihtimali çok yüksek' uyarısında bulundu.

NASA'ya bile bulaşan Koronavirüs nerelere bulaşmaz bir düşünün.

Evet yaratılan korku ve baskı dünyası nasıl bir cehennem olacak hep beraber göreceğiz. Korona korkusu sayesinde neler yapacak devletler, meclisler de kapanıp diktatörlükler çağı mı başlayacak?

En başta söylediğim gibi bir bakalım eski saptamalarımıza...

Esrarengiz Georgia Kitabeleri, A.B.D.’nin Georgia eyaletindeki Elbert beldesinde bulunan ve astrolojik olarak hizalanmış granit bir anıttır. Buna Amerika’nın ‘Stonehenge’i denir.

Georgia kitabeleri çeşitli dillerde yazılmış olup, gelecekteki dünya için 10 maddelik rehber niteliğindedir.

Bu 10 maddelik rehberde şöyle denmektedir: “İnsanlığı 500.000.000’un altında bir sayıda tutup doğa ile denge içersinde tutun. Sağlık ve çeşitliliği geliştirerek üremeyi akıllıca kontrol altına alın."

İnanmıyorsanız tüm bunlara birde şöyle bakın olaya;

"Doğduğun anda borçlandığın, mezarını bile satın almak zorunda kaldığın bir dünya yarattılar senin için. Hangi dini, hangi siyaseti seçersen seç, savaşlar için piyon, fabrikalar için işçi, zenginler için fahişe, o piçler için organ torbası, üretilenleri tüketmen için köle oldun. Senin asla sen olmaman için kustukları ve ölümüne inandığın fikirlerin uşağıydın. O görkemli asla göremeyeceğin mezarını satın al şimdi. Neyi istersen iste, seçimin ne olursa olsun sistem için üzerinde oturduğun koltuktan bir farkın yok. Hatta o koltuktan bile değersizsin. Her an harcanabilir ve kendini çöplükte bulabilirsin"

Plan 21, malum sözde soylu aileler tarafından yaratılmış olup, onların kontrolündeki Birleşmiş Milletler’in çalışmasıdır. Dünyayı ele geçirme programının 40 bölümü vardır. Amaçlar şöyledir:

 -Ulusal egemenliklere son verilecek,

-Toprak kaynakları, eko sistemler, çöller, ormanlar, dağlar, okyanuslar, içme suyu, tarım, şehircilik, biyoteknolojinin planlaması ve yönetimi devlete ait olacak, herkes eşit olarak köleleştirilecek,

-Finans kaynakları ve iş dünyasını devlet tayin edecek,

-Özel mülkiyet kaldırılacak,

-Aile birimi yeniden yapılandırılacak,

-Çocukları devlet yetiştirecek,

-İnsanların işlerini devlet belirleyecek,

-Seyahatlerde büyük kısıtlamalar yapılacak,

-İnsanlar için yerleşim bölgeleri oluşturulacak,

-İnsanlar yaşadıkları yerlerden ayrılmaya zorlanacak ve kitlesel yeniden yerleşim sağlanacak

-Eğitim kalitesi düşürülecek (bunu zaten başardılar)

Eski makaleye bakmak için şu linki kullanabilirsiniz.

https://dalyannews.com/yazarlar/jan-pacal/kolelerin-patroncuklari-da-olecek/138/

Bütün bunların kendiliğinden mucizevi bir şekilde yok olmasını beklemek gibi bir seçeneğimiz yok ancak biz göz yummazsak gerçekleşmez...

Başladığımız gibi Friedrich Nietzsche'nin sözüyle makalemize veda edelim ve buraya kadar okuduysanız en az bir kişiyi uyandıralım

"Buyrukçuların çıkarları için eğitilen bir insan, köle olmayı isteyecek kadar salaktır"

 

 

 

 

  YAZARIN DÄ°ÄžER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BÄ°ZÄ° TAKÄ°P EDÄ°N
YUKARI