gaziantep escort
Janset Berzeg
  15-07-2020 23:11:00

KÜBA’99

Yirmi bir yaşıma yeni basmıştım ve uzak diyarları gezip görmeye olan susuzluğumu gidermeye kararlıydım. Öyle iflah olmaz bir susuzluktu ki, bin dokuz yüz doksan dokuz bahar ve yazını iyi para veren kurumsal bir şirkette stajyerlik yaparak geçirtti bana. Çalışanların bana iyi ve saygılı davrandığı bir yerdi. Sekiz kişi paylaşımlı kullandığımız bilgisayardan ilk e-posta adresimi ve ilk maaşımla da ilk cep telefonumu aldığım bol ilkli zamanlardı.

Gereken parayı biriktirdiğimde Avustralya’ya gidecektim ama son anda gelişen olaylar, hem de damarlarımda akan kan beni Orta Amerika’ya savurdu. Hipnotize olmuşçasına Meksika ve Küba sayıklıyordum. O yaşımda kendisine birkaç iyiliğim dokunmuş olan o vakit İstanbul da Meksika Fahri Konsolosluğu yapan kovboy kılıklı amcaya gittim. Tam bir görev ve gücü anlamsızca kullanma edasıyla bana ABD vizem olmadığı için Meksika vizesi veremeyeceğini söyledi. Amerika Birleşik Devletlerine gitmeyeceğim ve hatta oradan aktarma bile yapmayacağım için haliyle vizem yoktu ve fakat kovboy özentisi amca “ya eğer Meksika’dan Amerika’ya iltica edersen?” şüpheleriyle vize vermeyi reddetti, ben de aynı akşam trene atlayıp Ankara’ya gittim.

Meksika Büyükelçiliğinde İstanbul’daki kovboyun yaptıklarını anlattım ve Elçilik görevlileri ona kızdılar, ben de Schadenfreude ile zafer arası bir duygu hissettiğimi anımsıyorum. Yanımda öğrencilerden istenen belgelerin hepsi bulunmasına karşın zorluk çıkartmaya çalışıyorlardı. Türkler de Meksikalılara öyle kolay kolay vize vermiyormuş da bilmem neymiş. İyi de benim suçum ne? Akşam trenine yetişmem gerektiği için bildiğiniz Japon çizgi filmi gibi zırıl zırıl ağlamaya başladım ve sesime Büyükelçi çıkıp geldi. Biraz konuştuk, söylene söylene pasaportuma otuz günlük vizeyi bastı fakat benim bir de çift giriş damgasına ihtiyacım vardı. Biraz daha mızmızlık yaptıktan sonra onu da mühürledi ve bir daha beni görmek istemediğini söyleyip uğurladı. Çift giriş damgası Meksika dan Küba’ya gidip gelmem için lazımdı. Yazımın ilerleyen satırlarında çift giriş damgasıyla Küba göçmenlik bürosunun kafasını nasıl karıştırdığıma bilahare değineceğim.

Meksiko’yu es geçip Puebla, Veracruz ve Oaxaca da geçirdim zamanımı. Meksika da bir ayım neredeyse dolmuştu ki, Küba’ya beklediğim uygun fiyatlı uçak biletini buldum. Anlamadığım ve ilgilenmediğim bir nedenden ötürü Meksika’dan çıkarken pasaportta beni uzunca beklettiler ve Küba uçağında herkes koltuğuna yerleşmiş olmasına karşın uçak beni yirmi dakika bekledi. Uçağa bindiğimde de gülümseyen yüzlerle herkes alkış tuttu. Hiçbir şey anlamamıştım ama minnettar olduğumu çok net hatırlıyorum. Uçaklarda sigara içilen koltukların olduğu, pasaporta takılan gariban yolcuların el birliğiyle beklendiği zamanlardı sanırım.

Kısa uçuşun ardından Havana da aslında birilerinin evi olan bir dairedeki odama yerleştim, uyudum. Ertesi gün Havana’nın meşhur sahil şeridini (el malecon) biraz turladıktan sonra bir plaja gidip havlumu serdim. Yanıma ara ara güzel vücutlu fakat bıyıklı ve speedo tarzı mayo giymiş Freddie Mercury kılıklı birileri geliyor, mırıl mırıl konuşuyorlardı. Sanırım flört etmeye çalışan Kübalı gençlerdi bunlar. Kumsalda biraz ötemde tombulca Afro-Kübalı bir bayan oturuyordu ve bana eliyle “yanıma gel” işareti çekti. Gittim. Plajda saç örüyordu ama ben saçımı ördürmek istemiyordum. “Olsun sen yanımda oturmaya devam et” dedi bana ve asıl Küba maceram böylece başlamış oldu. Otuz beş kırk yaşlarındaydı sanırım, ismi Yaimesita’ydı. Bana nasihatler vermeye başlamıştı bile ve dediklerini yaparsam Küba’da çok iyi vakit geçireceğimi söylüyordu. Öncelikle yanıma gelen delikanlılar turist avcılarıydı ve onlardan uzak duracaktım. Bence beceriksiz ve tuhaflardı zaten ama Latin çekicilikleriyle “turist kızların kaldıkları yere sızar bunlar” diyordu Yaime. Ateşli bir gece geçirdikten sonra donunuza kadar alır sırra kadem basarlardı çünkü Küba da turistin giydiği külot bile kıymetliydi o zamanlar. Keyifliydi Yaime ile sohbet. Kısa bir zaman diliminde otobüse bindiğimde Kübalıların ödediği ücreti nasıl ödeyeceğime kadar çok değerli bilgiler vermişti. Bir Amerikan Doları’nın on Küba pesosu olduğu o dönemde, toplu taşımada Kübalılar bir peso ödeme yaparken turistler için ücret bir dolardı. Meksika aksanıyla akıcı İspanyolca konuşabildiğim için Fidel’in burslularından olduğumu her fırsatta her müzede, otobüste ve kuyrukta söylemem gerektiğini öğütlemişti. Castro, Orta ve Latin Amerika ülkelerinden öğrencilere tıp bursu veriyordu ve öğrencilerin meteliksiz olduğunu herkes bilirdi. Hatta bu sayede Freddie Mercury kılıklı delikanlılar da arkalarına bakmadan benden kaçacaklardı.

Yaime ile bir anlaşma yaptık, bana günde on Amerikan doları karşılığı rehberlik ve iki öğün yemek yapacaktı. Kübalılar yiyecek maddelerini karneyle yalnızca Kübalıların girebildiği açık pazarlardan temin ediyorlardı. Kübalı/Turist ayrımı her yerde çok belirgindi. Çok az param vardı ve turist kabul eden lokantalarda sadece fahiş fiyata pizza gibi beni ilgilendirmeyen yiyecekler satılıyordu, orta boy gayet kötü görünen bir pizza on beş dolardı mesela ve etrafta insanı uyuz eden sıkıcılıkta batılı turistler oluyordu. Dolayısıyla Yaime ile sabahtan akşama kadar beraber takılmaya başladık, öğle ve akşam yemeklerini evinde yiyorduk. Derme çatma ahşap bir kulübeydi evi ve erkek kardeşiyle beraber yaşıyordu. Erkek kardeşi kekeme, boksör ve biraz geri zekalıydı. Gururla yurtdışında bulunduğunu anlatmıştı bir öğle yemeğinde ben geleneksel bir tavuk yemeğine yumulduğumda. Küba devleti onu yüzlerce başka genç ve zinde Kübalıyla beraber Angola’daki iç savaşa yollamıştı. Elleri pek silah tutmadığı ve pek de bir işe yaramadıkları için Angolalılar onlara misafir gibi davranmış ve kollamışlardı. Küba’ya dönmemek için iltica edip Angola da kalmayı aklından geçirmiş fakat sonra vazgeçmişti.

Ertesi gün Havana da çok meşhur bir dondurmacı olduğunu öğrenip, dondurma pek sevmesem de Kübalı kuyruğuna girmiştim bile. Kuyruk rahat birkaç yüz metre vardı, yabancı kuyruğu daha kısaydı ve onlar dolarla ödeme yapıyorlardı. Arkamdaki genç çiftle sohbet etmeye başladık, iki yaşında çok tatlı bir çocukları vardı. Bir saati aşan dondurma kuyruğunda bu genç çiftin bana fısıldama tonunda anlattıkları gerçekten de çok ilgimi çekmişti. Fısıldıyorlardı çünkü her taraf istihbaratçı doluydu. Kübalıların bakış açısından Küba’yı dinlemek buruk da olsa unutamayacağım bir deneyim olmuştu çünkü Yaime bu tarz meseleleri konuşmazdı. Nihayet dondurmalarımızı elimize alıp yalamaya başladığımızda ise adres alışverişimizi yapmıştık bile. Bu tatlı çiftle ilerleyen yıllarda bir süre mektuplaştık. Bir mektuplarında beni çok sevdiklerini, aile içinde konuşup karar aldıklarını, oğullarının vaftiz annesi olup olamayacağımı sordular. Ben de Müslüman doğmuş olmamı bahane edip kibarca sıyrıldım çünkü vaftiz anneliğin maddi ve manevi sorumluluklarına hazır değildim.

Birkaç müze gezip yatağıma döndüğüm aynı günün gecesinde, uykum kaçtığı için el malecon a çıkıp tatlı esen rüzgara karşı yürüdüm. Sigaramı yakmaya çalışırken, genç ve güzel bir melez ateş istedi. Yanıma oturdu ve anlatmaya başladı. On yedi yaşında bir hayat kadını/çocuğuydu. Ben ondan dört yaş büyük olduğum için benden tavsiye istiyordu. Geçen sene Alman bir müşterisine aşık olmuştu, adam ondan otuz yaş büyüktü ve birkaç kez gelip gitmişti kızı görmek için (ya da o öyle olduğuna inanmayı seçmişti). Beş aydır da gelememişti, oysa kızı Almanya’ya yanına aldıracağına ve beraber yaşayacaklarına dair söz vermişti. Acaba gelir miydi, kızın vizesiyle ilgileniyordu belki de, benim ne düşündüğümü soruyordu. Kuzenininse yılda birkaç kez Santiago de Cuba’ya çalıştığı yolcu gemisiyle gelen Mehmet adında bir sevgilisi olduğundan bahsetti. Başka şeyler de konuştuk. Umarım istediği gibi bir hayatı olmuştur.

Sonraki birkaç gün Yaime ile Matanzas ve Varadero tarafına doğru yola çıktık ve baya eğlendik. Her yerde arkadaşları vardı, ya da beni tanıdıkları olan yerlerde gezdiriyordu. Leziz romların şahane salsa dansları eşliğinde tüketildiği, Compay Segundo’nun hayatta olduğu dönemlerdi. Üç yaşında kız çocukları feci dans ediyor, beş yaşında erkek çocukları sağlam müzik yapıyordu.

Havana ya dönünce Yaimesita bana Cohiba purolarının üretildiği fabrikaya gideceğimizi fakat beni turistlere yasak olan bölümlere sokacağını söyledi. Orada da çalışan arkadaşları vardı ve kutusu yüzlerce dolara satılan el sarması puroları azar azar aşırıp benim gibilere on dolardan veriyorlardı.

Ülkedeki sekizinci günümde havalimanına giden otobüse vereceğim para dışında cebimde altı dolar kalmıştı ve Küba’ya veda etmem gerekiyordu. Ülkedeki son günümün bu kadar olaylı ve polisiye dolu olacağını henüz bilmiyordum. Oldukça uyduruk Kodak bir fotoğraf makinem ve içinde Küba için ayırdığım sonuna gelmiş otuz altılık filmim vardı. Malecon dan kalkan ve iki dolara iki saat etrafta turlayan deniz motorlarından birine binmeye karar verdim. Yuvarlak masa ve plastik sandalyelere herkes karışık oturuyordu. Ben de birilerinin masasına rast gele oturtuldum, masamız kaptan köşkü’nün tam önündeydi. Solumda oldukça yakışıklı bir Afro-Kübalı genç, sağımda da bol boyalı biraz tuhaf ama zararsız bir kadın oturuyordu. Başkaları da vardı masada ama onları hatırlamıyorum. Gezintinin sonuna doğru beraber birkaç hatıra fotoğrafı çektik ve makinayı masada tam önüme koydum. Sonra bir de baktım ki makinam yok olmuş. Gerçekten değersiz bir plastik kutuydu fakat içinde Küba da çektiğim tek otuz altılık filmi barındırıyordu ve tadım kaçmıştı.

Masadaki kimse saniyeler önce önümde olan makinanın nereye kaybolduğunu görmemişti. Yakışıklı genç, motor dan indiğimizde evine gidip rom içmemiz için beni ikna etmeye çalışırken, boyalı kadın da bana çantasını açıp içini gösteriyordu, ki bu çok utanç vericiydi.

Motordan iner inmez aklıma adım başı gerekli gereksiz insanın karşısına çıkan turizm polisi geldi ve birine el edip kısaca durumu anlattım. Polis işi gereğinden çok ciddiye alıp tur motorlarının çevresini barikata aldırdı ve bir anda motor turları iptal oldu. O sırada beni bir polis aracına alıp pasaportumu almam için kaldığım yere götürdüler, sonra da karakolda ifade vermeye. Bir ara Türkiye Büyükelçiliğinden birileriyle konuşturuldum. Olayın neden bu kadar büyütüldüğünü anlamıyor, uyduruk bir fotoğraf makinesi için Havanayı birbirine kattığımı düşünüyordum. Komiser ısrarla motorda yanımda oturan genci detaylı tarif etmemi istiyordu ama zordu, çoğu gibi okka gibi burnu, siyah gözleri ve koyu çikolata rengi derisi vardı. “Benden açık mı, koyu mu?” demişti komiser ve ikimiz de kahkahalara boğulmuştuk. Suçsuz olabilecek birini suçlamaktan çok korkuyordum. Olayı aşırı büyütmüşlerdi ve sonunda bana sebebini anlattılar. O gemilerde bu tür olaylar sık oluyordu ve bir çete den şüpheleniyorlardı. Hırsız-polis oynarken aklıma bir şey gelmişti; makinemi bulurlarsa, içinde tarif etmeye çalıştığım muhtemel hırsızla fotoğrafım vardı. Filmleri bastırırlarsa kanıt elde etmiş olacaklar ben de yanlış kişiyi ele vermenin vicdan azabından kurtulacaktım çünkü Küba da ekmek hırsızlığının bile cezası çok ağırdır. Tam o sırada odaya on kişi kadar birbirine benzeyen genç erkek getirdiler. Hepsi de birbirine gerçekten çok benziyordu. Benim arkadaş üstünü değiştirmişti fakat boynundaki dikkatimi çekmiş olan deniz kabuğu kolyesini çıkarmamıştı. Komiser bana “iyi bak, hangisiydi? mutlaka bunlardan biri olmalı” diye baskı yapıyor, adamlar benden gözlerini kaçırıyorlardı. Hırsız arkadaşı tanımama karşın ele vermek niyetinde değildim. Sadece alınmıştım. Yanına gidip kulağına “neden?” diye sordum, O’da “neden bahsettiğini bilmiyorum, seni daha önce hiç görmedim” diye karşılık verdi. Tüm bunlar olurken de benim makine oturduğumuz masanın yanındaki çöp tenekesinde bulunmuş ve kaptanın da içinde olduğu bir çete ele geçirilmişti. Beni masada camekanlı kaptan dümeni’ne sırtım gelecek şekilde oturtmuşlar ve işaretlerle anlaşarak sonradan teslim alınmak üzere o günün ganimetlerini çöp kutusuna atmışlardı. Daha doğrusu hep öyle yapıyorlardı. Makine bulunduğu için filmler de basıldı ve Küba’daki son günüme renk katan ve makinemi çalan ekiple olan fotoğrafımın hala annemin evinde bir yerlerde olduğu doğrudur. Havana Polisi’nin, uzun zamandır peşinde oldukları çeteyi yakalamalarına katkılarımdan dolayı beni hava alanına polis arabasıyla bırakmaları da. Biraz sınır dışı edilmişim havası vermiş olsa da, Küba da son golü yine ben attım. Son gole gelmeden önce ise, havalimanı yolunda Yaime’nin evine uğrayıp çok beğendiği ayakkabılarımı ona bıraktım, veda ve teşekkür ettim. Neden polis arabasında olduğuma dair bir bir açıklama yapamadan da yoluma devam ettim ama o çok da şaşırmış görünmüyordu.

Jose Marti havalimanında çıplak ayak koşturdum ve Meksika uçağının kalkacağı kapıya vaktinde yetiştim. Pasaport memurları her bir uçuş kapısının önündeydi yani tam da uçağa binmeden bakılıyordu pasaportlara. Sıra bana geldiğinde Kübalı pasaport memuru “sizin Meksika vizeniz otuz günmüş ve süresi dolmuş, Meksika’ya giremezsiniz bence…” dediğinde “bence girerim çünkü çift giriş damgam var ve bu bir otuz gün daha anlamına geliyor” deyiverdim. Tüm eşyalarım Meksika da kalmıştı ve arkadaşlarım da beni bekliyorlardı. Memur biraz dalgacı biraz da umarsız bir gülümsemeyle “iyi, hadi geç” dediğinde, o uçak havalanana kadar yıllar geçti gibi geldi.

Meksika sınırında mimlendim tabii ama o zamanlar sanki herkes daha insancıl, kurallar toplumu değil toplum kuralları yönetiyor gibiydi. Bir saatlik alıkonma sonucunda pasaportuma kurşun kalemle “üç gün sonra ülkeyi terk edeceğine söz vermiştir” yazıp beni salıverdiler. Ha bu arada ben Küba’dayken ailemin benim Meksika da olduğumu sandıkları kentte 7.2 büyüklüğünde bir deprem olmuş. Jetonlu telefonda “ben iyiyim, zaten o sırada Küba’daydım” dediğimde neler düşündüklerini hiç bilmiyorum. İşte Küba 99 Yaz’ında böyleydi.

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 29 25 1 3 64 17 78 +47
2 Fenerbahçe 29 24 1 4 76 23 76 +53
3 Trabzonspor 29 15 10 4 49 37 49 +12
4 Beşiktaş 28 14 10 4 39 32 46 +7
5 Kasımpaşa 29 12 10 7 50 51 43 -1
6 Başakşehir FK 29 12 11 6 37 33 42 +4
7 Çaykur Rizespor 29 11 12 6 33 46 39 -13
8 Antalyaspor 29 9 9 11 33 32 38 +1
9 Sivasspor 29 9 9 11 35 39 38 -4
10 Adana Demirspor 29 8 9 12 42 38 36 +4
11 Samsunspor 29 10 13 6 35 38 36 -3
12 Alanyaspor 29 8 9 12 37 42 36 -5
13 Kayserispor 29 10 10 9 36 42 36 -6
14 Konyaspor 29 7 11 11 30 41 32 -11
15 MKE Ankaragücü 29 6 11 12 34 38 30 -4
16 Hatayspor 29 6 11 12 33 40 30 -7
17 Fatih Karagümrük 29 7 14 8 33 37 29 -4
18 Gaziantep FK 28 7 14 7 31 41 28 -10
19 Pendikspor 29 6 15 8 33 61 26 -28
20 İstanbulspor 29 3 19 7 22 54 13 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 26 20 5 1 61 21 61 +40
2 Göztepe 26 17 5 4 45 15 55 +30
3 Kocaelispor 26 13 7 6 39 29 45 +10
4 Sakaryaspor 26 12 6 8 39 28 44 +11
5 Bodrumspor 26 12 7 7 34 18 43 +16
6 Çorum FK 26 12 8 6 40 25 42 +15
7 Boluspor 26 12 8 6 25 27 42 -2
8 Bandırmaspor 26 11 7 8 35 21 41 +14
9 Gençlerbirliği 26 9 7 10 29 26 37 +3
10 Erzurumspor FK 26 9 7 10 25 21 34 +4
11 Keçiörengücü 26 8 11 7 24 33 31 -9
12 Ümraniyespor 25 8 11 6 28 36 30 -8
13 Manisa FK 25 6 9 10 27 27 28 0
14 Tuzlaspor 26 7 13 6 26 42 27 -16
15 Adanaspor 26 8 15 3 21 38 27 -17
16 Şanlıurfaspor 26 5 12 9 17 30 24 -13
17 Altay 26 5 18 3 12 53 15 -41
18 Giresunspor 26 2 20 4 12 49 7 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 28 20 4 4 63 24 64 +39
2 Van Spor FK 28 18 5 5 45 29 59 +16
3 Bucaspor 1928 28 16 3 9 40 17 57 +23
4 Yeni Mersin İdman Yurdu 29 15 5 9 42 22 54 +20
5 1461 Trabzon FK 28 15 6 7 52 29 52 +23
6 Ankaraspor 29 13 6 10 37 25 49 +12
7 Ankara Demirspor 28 13 12 3 34 31 42 +3
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 28 12 12 4 33 28 40 +5
9 Diyarbekir Spor 28 11 10 7 31 27 40 +4
10 Karacabey Belediye Spor 29 10 10 9 28 26 39 +2
11 Nazilli Belediyespor 29 10 12 7 35 46 34 -11
12 Hes İlaç Afyonspor 28 8 11 9 17 27 33 -10
13 Kırklarelispor 29 8 12 9 22 34 33 -12
14 Altınordu 28 7 11 10 31 28 31 +3
15 Serik Belediyespor 29 7 12 10 22 31 31 -9
16 Zonguldak Kömürspor 28 6 15 7 27 48 22 -21
17 Kırşehir Futbol SK 29 5 18 6 26 55 21 -29
18 Bursaspor 28 4 16 8 20 47 17 -27
19 Adıyaman FK 29 3 21 5 19 50 14 -31
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 21 16 1 4 43 9 52 +34
2 Aliağa Futbol A.Ş. 22 15 0 7 38 11 52 +27
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 22 11 5 6 27 17 39 +10
4 52 Orduspor FK 22 11 6 5 28 20 38 +8
5 Edirnespor 21 10 7 4 34 20 34 +14
6 K.Çekmece Sinopspor 22 9 7 6 32 21 33 +11
7 İnegöl Kafkas GK 21 8 6 7 23 23 31 0
8 Artvin Hopaspor 21 7 7 7 26 20 28 +6
9 Mardin 1969 Spor 21 8 9 4 26 23 28 +3
10 Karabük İdmanyurdu Spor 22 8 10 4 20 31 28 -11
11 Talasgücü Belediyespor 22 8 13 1 24 36 25 -12
12 Kırıkkalegücü FK 21 5 11 5 13 26 20 -13
13 Gümüşhanespor 22 3 10 9 14 33 18 -19
14 Malatya Arguvanspor 21 2 15 4 9 33 10 -24
15 Tarsus İdman Yurdu 21 2 16 3 14 48 9 -34
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/03/2024 Gaziantep FK vs Beşiktaş
 15/03/2024 Fatih Karagümrük vs Konyaspor
 15/03/2024 Pendikspor vs İstanbulspor
 16/03/2024 Alanyaspor vs Kayserispor
 16/03/2024 MKE Ankaragücü vs Başakşehir FK
 16/03/2024 Adana Demirspor vs Sivasspor
 16/03/2024 Beşiktaş vs Antalyaspor
 17/03/2024 Çaykur Rizespor vs Gaziantep FK
 17/03/2024 Hatayspor vs Samsunspor
 17/03/2024 Kasımpaşa vs Galatasaray
 17/03/2024 Kasımpaşa - Galatasaray Galatasaray ligdeki son 17 maçında hiç kaybetmedi  Galatasaray yenilmez
 17/03/2024 Trabzonspor - Fenerbahçe Fenerbahçe ligdeki son 18 maçında hiç kaybetmedi  Fenerbahçe yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/03/2024 Manisa FK vs Ümraniyespor
 15/03/2024 Gençlerbirliği vs Kocaelispor
 16/03/2024 Bandırmaspor vs Eyüpspor
 16/03/2024 Çorum FK vs Manisa FK
 16/03/2024 Göztepe vs Keçiörengücü
 17/03/2024 Bodrum FK vs Boluspor
 17/03/2024 Erzurumspor FK vs Tuzlaspor
 17/03/2024 Giresunspor vs Şanlıurfaspor
 17/03/2024 Ümraniyespor vs Adanaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 16/03/2024 1461 Trabzon FK vs Altınordu
 17/03/2024 Diyarbekir Spor vs Karacabey Belediye Spor
 17/03/2024 Esenler Erokspor vs Nazilli Belediyespor
 17/03/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Ankaraspor
 17/03/2024 Kırklarelispor vs Ankara Demirspor
 17/03/2024 Kırşehir Futbol SK vs Bursaspor
 17/03/2024 Serik Belediyespor vs Bucaspor 1928
 17/03/2024 Van Spor FK vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 17/03/2024 Zonguldak Kömürspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 16/03/2024 K.Çekmece Sinopspor vs Kepezspor FAŞ
 16/03/2024 52 Orduspor FK vs Edirnespor
 17/03/2024 Artvin Hopaspor vs Kırıkkalegücü FK
 17/03/2024 Malatya Arguvanspor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 17/03/2024 Mardin 1969 Spor vs Ayvalıkgücü Belediyespor
 17/03/2024 Talasgücü Belediyespor vs İnegöl Kafkas GK
 17/03/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Gümüşhanespor
 17/03/2024 Artvin Hopaspor - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Artvin Hopaspor yenilmez
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI