Janset Berzeg
  15-07-2020 23:11:00

KÜBA’99

Yirmi bir ya??ma yeni basm??t?m ve uzak diyarlar? gezip görmeye olan susuzlu?umu gidermeye kararl?yd?m. Öyle iflah olmaz bir susuzluktu ki, bin dokuz yüz doksan dokuz bahar ve yaz?n? iyi para veren kurumsal bir ?irkette stajyerlik yaparak geçirtti bana. Çal??anlar?n bana iyi ve sayg?l? davrand??? bir yerdi. Sekiz ki?i payla??ml? kulland???m?z bilgisayardan ilk e-posta adresimi ve ilk maa??mla da ilk cep telefonumu ald???m bol ilkli zamanlard?.

Gereken paray? biriktirdi?imde Avustralya’ya gidecektim ama son anda geli?en olaylar, hem de damarlar?mda akan kan beni Orta Amerika’ya savurdu. Hipnotize olmu?ças?na Meksika ve Küba say?kl?yordum. O ya??mda kendisine birkaç iyili?im dokunmu? olan o vakit ?stanbul da Meksika Fahri Konsoloslu?u yapan kovboy k?l?kl? amcaya gittim. Tam bir görev ve gücü anlams?zca kullanma edas?yla bana ABD vizem olmad??? için Meksika vizesi veremeyece?ini söyledi. Amerika Birle?ik Devletlerine gitmeyece?im ve hatta oradan aktarma bile yapmayaca??m için haliyle vizem yoktu ve fakat kovboy özentisi amca “ya e?er Meksika’dan Amerika’ya iltica edersen?” ?üpheleriyle vize vermeyi reddetti, ben de ayn? ak?am trene atlay?p Ankara’ya gittim.

Meksika Büyükelçili?inde ?stanbul’daki kovboyun yapt?klar?n? anlatt?m ve Elçilik görevlileri ona k?zd?lar, ben de Schadenfreude ile zafer aras? bir duygu hissetti?imi an?ms?yorum. Yan?mda ö?rencilerden istenen belgelerin hepsi bulunmas?na kar??n zorluk ç?kartmaya çal???yorlard?. Türkler de Meksikal?lara öyle kolay kolay vize vermiyormu? da bilmem neymi?. ?yi de benim suçum ne? Ak?am trenine yeti?mem gerekti?i için bildi?iniz Japon çizgi filmi gibi z?r?l z?r?l a?lamaya ba?lad?m ve sesime Büyükelçi ç?k?p geldi. Biraz konu?tuk, söylene söylene pasaportuma otuz günlük vizeyi bast? fakat benim bir de çift giri? damgas?na ihtiyac?m vard?. Biraz daha m?zm?zl?k yapt?ktan sonra onu da mühürledi ve bir daha beni görmek istemedi?ini söyleyip u?urlad?. Çift giri? damgas? Meksika dan Küba’ya gidip gelmem için laz?md?. Yaz?m?n ilerleyen sat?rlar?nda çift giri? damgas?yla Küba göçmenlik bürosunun kafas?n? nas?l kar??t?rd???ma bilahare de?inece?im.

Meksiko’yu es geçip Puebla, Veracruz ve Oaxaca da geçirdim zaman?m?. Meksika da bir ay?m neredeyse dolmu?tu ki, Küba’ya bekledi?im uygun fiyatl? uçak biletini buldum. Anlamad???m ve ilgilenmedi?im bir nedenden ötürü Meksika’dan ç?karken pasaportta beni uzunca beklettiler ve Küba uça??nda herkes koltu?una yerle?mi? olmas?na kar??n uçak beni yirmi dakika bekledi. Uça?a bindi?imde de gülümseyen yüzlerle herkes alk?? tuttu. Hiçbir ?ey anlamam??t?m ama minnettar oldu?umu çok net hat?rl?yorum. Uçaklarda sigara içilen koltuklar?n oldu?u, pasaporta tak?lan gariban yolcular?n el birli?iyle beklendi?i zamanlard? san?r?m.

K?sa uçu?un ard?ndan Havana da asl?nda birilerinin evi olan bir dairedeki odama yerle?tim, uyudum. Ertesi gün Havana’n?n me?hur sahil ?eridini (el malecon) biraz turlad?ktan sonra bir plaja gidip havlumu serdim. Yan?ma ara ara güzel vücutlu fakat b?y?kl? ve speedo tarz? mayo giymi? Freddie Mercury k?l?kl? birileri geliyor, m?r?l m?r?l konu?uyorlard?. San?r?m flört etmeye çal??an Kübal? gençlerdi bunlar. Kumsalda biraz ötemde tombulca Afro-Kübal? bir bayan oturuyordu ve bana eliyle “yan?ma gel” i?areti çekti. Gittim. Plajda saç örüyordu ama ben saç?m? ördürmek istemiyordum. “Olsun sen yan?mda oturmaya devam et” dedi bana ve as?l Küba maceram böylece ba?lam?? oldu. Otuz be? k?rk ya?lar?ndayd? san?r?m, ismi Yaimesita’yd?. Bana nasihatler vermeye ba?lam??t? bile ve dediklerini yaparsam Küba’da çok iyi vakit geçirece?imi söylüyordu. Öncelikle yan?ma gelen delikanl?lar turist avc?lar?yd? ve onlardan uzak duracakt?m. Bence beceriksiz ve tuhaflard? zaten ama Latin çekicilikleriyle “turist k?zlar?n kald?klar? yere s?zar bunlar” diyordu Yaime. Ate?li bir gece geçirdikten sonra donunuza kadar al?r s?rra kadem basarlard? çünkü Küba da turistin giydi?i külot bile k?ymetliydi o zamanlar. Keyifliydi Yaime ile sohbet. K?sa bir zaman diliminde otobüse bindi?imde Kübal?lar?n ödedi?i ücreti nas?l ödeyece?ime kadar çok de?erli bilgiler vermi?ti. Bir Amerikan Dolar?’n?n on Küba pesosu oldu?u o dönemde, toplu ta??mada Kübal?lar bir peso ödeme yaparken turistler için ücret bir dolard?. Meksika aksan?yla ak?c? ?spanyolca konu?abildi?im için Fidel’in burslular?ndan oldu?umu her f?rsatta her müzede, otobüste ve kuyrukta söylemem gerekti?ini ö?ütlemi?ti. Castro, Orta ve Latin Amerika ülkelerinden ö?rencilere t?p bursu veriyordu ve ö?rencilerin meteliksiz oldu?unu herkes bilirdi. Hatta bu sayede Freddie Mercury k?l?kl? delikanl?lar da arkalar?na bakmadan benden kaçacaklard?.

Yaime ile bir anla?ma yapt?k, bana günde on Amerikan dolar? kar??l??? rehberlik ve iki ö?ün yemek yapacakt?. Kübal?lar yiyecek maddelerini karneyle yaln?zca Kübal?lar?n girebildi?i aç?k pazarlardan temin ediyorlard?. Kübal?/Turist ayr?m? her yerde çok belirgindi. Çok az param vard? ve turist kabul eden lokantalarda sadece fahi? fiyata pizza gibi beni ilgilendirmeyen yiyecekler sat?l?yordu, orta boy gayet kötü görünen bir pizza on be? dolard? mesela ve etrafta insan? uyuz eden s?k?c?l?kta bat?l? turistler oluyordu. Dolay?s?yla Yaime ile sabahtan ak?ama kadar beraber tak?lmaya ba?lad?k, ö?le ve ak?am yemeklerini evinde yiyorduk. Derme çatma ah?ap bir kulübeydi evi ve erkek karde?iyle beraber ya??yordu. Erkek karde?i kekeme, boksör ve biraz geri zekal?yd?. Gururla yurtd???nda bulundu?unu anlatm??t? bir ö?le yeme?inde ben geleneksel bir tavuk yeme?ine yumuldu?umda. Küba devleti onu yüzlerce ba?ka genç ve zinde Kübal?yla beraber Angola’daki iç sava?a yollam??t?. Elleri pek silah tutmad??? ve pek de bir i?e yaramad?klar? için Angolal?lar onlara misafir gibi davranm?? ve kollam??lard?. Küba’ya dönmemek için iltica edip Angola da kalmay? akl?ndan geçirmi? fakat sonra vazgeçmi?ti.

Ertesi gün Havana da çok me?hur bir dondurmac? oldu?unu ö?renip, dondurma pek sevmesem de Kübal? kuyru?una girmi?tim bile. Kuyruk rahat birkaç yüz metre vard?, yabanc? kuyru?u daha k?sayd? ve onlar dolarla ödeme yap?yorlard?. Arkamdaki genç çiftle sohbet etmeye ba?lad?k, iki ya??nda çok tatl? bir çocuklar? vard?. Bir saati a?an dondurma kuyru?unda bu genç çiftin bana f?s?ldama tonunda anlatt?klar? gerçekten de çok ilgimi çekmi?ti. F?s?ld?yorlard? çünkü her taraf istihbaratç? doluydu. Kübal?lar?n bak?? aç?s?ndan Küba’y? dinlemek buruk da olsa unutamayaca??m bir deneyim olmu?tu çünkü Yaime bu tarz meseleleri konu?mazd?. Nihayet dondurmalar?m?z? elimize al?p yalamaya ba?lad???m?zda ise adres al??veri?imizi yapm??t?k bile. Bu tatl? çiftle ilerleyen y?llarda bir süre mektupla?t?k. Bir mektuplar?nda beni çok sevdiklerini, aile içinde konu?up karar ald?klar?n?, o?ullar?n?n vaftiz annesi olup olamayaca??m? sordular. Ben de Müslüman do?mu? olmam? bahane edip kibarca s?yr?ld?m çünkü vaftiz anneli?in maddi ve manevi sorumluluklar?na haz?r de?ildim.

Birkaç müze gezip yata??ma döndü?üm ayn? günün gecesinde, uykum kaçt??? için el malecon a ç?k?p tatl? esen rüzgara kar?? yürüdüm. Sigaram? yakmaya çal???rken, genç ve güzel bir melez ate? istedi. Yan?ma oturdu ve anlatmaya ba?lad?. On yedi ya??nda bir hayat kad?n?/çocu?uydu. Ben ondan dört ya? büyük oldu?um için benden tavsiye istiyordu. Geçen sene Alman bir mü?terisine a??k olmu?tu, adam ondan otuz ya? büyüktü ve birkaç kez gelip gitmi?ti k?z? görmek için (ya da o öyle oldu?una inanmay? seçmi?ti). Be? ayd?r da gelememi?ti, oysa k?z? Almanya’ya yan?na ald?raca??na ve beraber ya?ayacaklar?na dair söz vermi?ti. Acaba gelir miydi, k?z?n vizesiyle ilgileniyordu belki de, benim ne dü?ündü?ümü soruyordu. Kuzenininse y?lda birkaç kez Santiago de Cuba’ya çal??t??? yolcu gemisiyle gelen Mehmet ad?nda bir sevgilisi oldu?undan bahsetti. Ba?ka ?eyler de konu?tuk. Umar?m istedi?i gibi bir hayat? olmu?tur.

Sonraki birkaç gün Yaime ile Matanzas ve Varadero taraf?na do?ru yola ç?kt?k ve baya e?lendik. Her yerde arkada?lar? vard?, ya da beni tan?d?klar? olan yerlerde gezdiriyordu. Leziz romlar?n ?ahane salsa danslar? e?li?inde tüketildi?i, Compay Segundo’nun hayatta oldu?u dönemlerdi. Üç ya??nda k?z çocuklar? feci dans ediyor, be? ya??nda erkek çocuklar? sa?lam müzik yap?yordu.

Havana ya dönünce Yaimesita bana Cohiba purolar?n?n üretildi?i fabrikaya gidece?imizi fakat beni turistlere yasak olan bölümlere sokaca??n? söyledi. Orada da çal??an arkada?lar? vard? ve kutusu yüzlerce dolara sat?lan el sarmas? purolar? azar azar a??r?p benim gibilere on dolardan veriyorlard?.

Ülkedeki sekizinci günümde havaliman?na giden otobüse verece?im para d???nda cebimde alt? dolar kalm??t? ve Küba’ya veda etmem gerekiyordu. Ülkedeki son günümün bu kadar olayl? ve polisiye dolu olaca??n? henüz bilmiyordum. Oldukça uyduruk Kodak bir foto?raf makinem ve içinde Küba için ay?rd???m sonuna gelmi? otuz alt?l?k filmim vard?. Malecon dan kalkan ve iki dolara iki saat etrafta turlayan deniz motorlar?ndan birine binmeye karar verdim. Yuvarlak masa ve plastik sandalyelere herkes kar???k oturuyordu. Ben de birilerinin masas?na rast gele oturtuldum, masam?z kaptan kö?kü’nün tam önündeydi. Solumda oldukça yak???kl? bir Afro-Kübal? genç, sa??mda da bol boyal? biraz tuhaf ama zarars?z bir kad?n oturuyordu. Ba?kalar? da vard? masada ama onlar? hat?rlam?yorum. Gezintinin sonuna do?ru beraber birkaç hat?ra foto?raf? çektik ve makinay? masada tam önüme koydum. Sonra bir de bakt?m ki makinam yok olmu?. Gerçekten de?ersiz bir plastik kutuydu fakat içinde Küba da çekti?im tek otuz alt?l?k filmi bar?nd?r?yordu ve tad?m kaçm??t?.

Masadaki kimse saniyeler önce önümde olan makinan?n nereye kayboldu?unu görmemi?ti. Yak???kl? genç, motor dan indi?imizde evine gidip rom içmemiz için beni ikna etmeye çal???rken, boyal? kad?n da bana çantas?n? aç?p içini gösteriyordu, ki bu çok utanç vericiydi.

Motordan iner inmez akl?ma ad?m ba?? gerekli gereksiz insan?n kar??s?na ç?kan turizm polisi geldi ve birine el edip k?saca durumu anlatt?m. Polis i?i gere?inden çok ciddiye al?p tur motorlar?n?n çevresini barikata ald?rd? ve bir anda motor turlar? iptal oldu. O s?rada beni bir polis arac?na al?p pasaportumu almam için kald???m yere götürdüler, sonra da karakolda ifade vermeye. Bir ara Türkiye Büyükelçili?inden birileriyle konu?turuldum. Olay?n neden bu kadar büyütüldü?ünü anlam?yor, uyduruk bir foto?raf makinesi için Havanay? birbirine katt???m? dü?ünüyordum. Komiser ?srarla motorda yan?mda oturan genci detayl? tarif etmemi istiyordu ama zordu, ço?u gibi okka gibi burnu, siyah gözleri ve koyu çikolata rengi derisi vard?. “Benden aç?k m?, koyu mu?” demi?ti komiser ve ikimiz de kahkahalara bo?ulmu?tuk. Suçsuz olabilecek birini suçlamaktan çok korkuyordum. Olay? a??r? büyütmü?lerdi ve sonunda bana sebebini anlatt?lar. O gemilerde bu tür olaylar s?k oluyordu ve bir çete den ?üpheleniyorlard?. H?rs?z-polis oynarken akl?ma bir ?ey gelmi?ti; makinemi bulurlarsa, içinde tarif etmeye çal??t???m muhtemel h?rs?zla foto?raf?m vard?. Filmleri bast?r?rlarsa kan?t elde etmi? olacaklar ben de yanl?? ki?iyi ele vermenin vicdan azab?ndan kurtulacakt?m çünkü Küba da ekmek h?rs?zl???n?n bile cezas? çok a??rd?r. Tam o s?rada odaya on ki?i kadar birbirine benzeyen genç erkek getirdiler. Hepsi de birbirine gerçekten çok benziyordu. Benim arkada? üstünü de?i?tirmi?ti fakat boynundaki dikkatimi çekmi? olan deniz kabu?u kolyesini ç?karmam??t?. Komiser bana “iyi bak, hangisiydi? mutlaka bunlardan biri olmal?” diye bask? yap?yor, adamlar benden gözlerini kaç?r?yorlard?. H?rs?z arkada?? tan?mama kar??n ele vermek niyetinde de?ildim. Sadece al?nm??t?m. Yan?na gidip kula??na “neden?” diye sordum, O’da “neden bahsetti?ini bilmiyorum, seni daha önce hiç görmedim” diye kar??l?k verdi. Tüm bunlar olurken de benim makine oturdu?umuz masan?n yan?ndaki çöp tenekesinde bulunmu? ve kaptan?n da içinde oldu?u bir çete ele geçirilmi?ti. Beni masada camekanl? kaptan dümeni’ne s?rt?m gelecek ?ekilde oturtmu?lar ve i?aretlerle anla?arak sonradan teslim al?nmak üzere o günün ganimetlerini çöp kutusuna atm??lard?. Daha do?rusu hep öyle yap?yorlard?. Makine bulundu?u için filmler de bas?ld? ve Küba’daki son günüme renk katan ve makinemi çalan ekiple olan foto?raf?m?n hala annemin evinde bir yerlerde oldu?u do?rudur. Havana Polisi’nin, uzun zamand?r pe?inde olduklar? çeteyi yakalamalar?na katk?lar?mdan dolay? beni hava alan?na polis arabas?yla b?rakmalar? da. Biraz s?n?r d??? edilmi?im havas? vermi? olsa da, Küba da son golü yine ben att?m. Son gole gelmeden önce ise, havaliman? yolunda Yaime’nin evine u?ray?p çok be?endi?i ayakkab?lar?m? ona b?rakt?m, veda ve te?ekkür ettim. Neden polis arabas?nda oldu?uma dair bir bir aç?klama yapamadan da yoluma devam ettim ama o çok da ?a??rm?? görünmüyordu.

Jose Marti havaliman?nda ç?plak ayak ko?turdum ve Meksika uça??n?n kalkaca?? kap?ya vaktinde yeti?tim. Pasaport memurlar? her bir uçu? kap?s?n?n önündeydi yani tam da uça?a binmeden bak?l?yordu pasaportlara. S?ra bana geldi?inde Kübal? pasaport memuru “sizin Meksika vizeniz otuz günmü? ve süresi dolmu?, Meksika’ya giremezsiniz bence…” dedi?inde “bence girerim çünkü çift giri? damgam var ve bu bir otuz gün daha anlam?na geliyor” deyiverdim. Tüm e?yalar?m Meksika da kalm??t? ve arkada?lar?m da beni bekliyorlard?. Memur biraz dalgac? biraz da umars?z bir gülümsemeyle “iyi, hadi geç” dedi?inde, o uçak havalanana kadar y?llar geçti gibi geldi.

Meksika s?n?r?nda mimlendim tabii ama o zamanlar sanki herkes daha insanc?l, kurallar toplumu de?il toplum kurallar? yönetiyor gibiydi. Bir saatlik al?konma sonucunda pasaportuma kur?un kalemle “üç gün sonra ülkeyi terk edece?ine söz vermi?tir” yaz?p beni sal?verdiler. Ha bu arada ben Küba’dayken ailemin benim Meksika da oldu?umu sand?klar? kentte 7.2 büyüklü?ünde bir deprem olmu?. Jetonlu telefonda “ben iyiyim, zaten o s?rada Küba’dayd?m” dedi?imde neler dü?ündüklerini hiç bilmiyorum. ??te Küba 99 Yaz’?nda böyleydi.

  YAZARIN DÄ°ÄžER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BÄ°ZÄ° TAKÄ°P EDÄ°N
YUKARI