gaziantep escort
Metin Gülbay
  Güncelleme: 13-01-2023 12:59:00   13-01-2023 12:51:00

ESKİ TÜRKLER'DE İNANÇ GELENEK GÖRENEK 4

Mühür : Bir Hiongnu şefinin mührü.

 

Eski Türkler’in inanç, gelenek ve göreneklerine ilişkin seçkinin bu sonuncu yazısı. Tabii ki bu bütünün mini minnacık bir parçası ama sanırım herkesi de sıkmamak gerekiyor. İlgisini çeken var çekmeyen var. Amacıma ulaşabildim mi onu da bilemiyorum. Neydi ki amacın derseniz, Türkler’in bugününü anlamak için bin hatta iki bin yıl geriye gidip o zamanlardaki yaşamlarına bakmak gerekiyor diye düşünüyorum, bunun için de bu minik alıntılar dizisini hazırladım derdim. Kim bilir belki birilerinin çok işine yaramıştır. En azından ben öyle olmasını düşlüyorum.

Hiung-nular’da yaşam

(Asya’da uçsuz bucaksız bir imparatorluk kuran ve bizim Hun dediğimiz topluluğa tarihçiler Çinliler’in onlara verdiği adı kullanarak Hiung-nu diyor. Yönetici kliği Türk kökenli olan bu toplulukta birçok Türk olmayan boy da bulunuyordu.)

“M.S.370’ten önceki Hunlar’ın tarihinden, bu kavmin Hiung-nu adıyla geçtiği Çin kaynakları ayrıntılı olarak söz eder. Orta Asya’da imparatorluk oluşturmaları, Gobi Çölü’nün kuzey ve güney ucunda M.Ö. 3. yüzyıl boyunca sürmüştür.” 1

Av savaşa hazırlık demekti

“Hunlar’da kılıç çeken adam kılıçla öldürülürdü. Suçlulara ağır cezalar uygulanırdı. Ölüm cezası, sıradan olaylar için pek düşünülmezdi. Buna karşılık tutukluluk pek seyrekti ve on günü pek geçmezdi.

Hunlar’ın göçebe oldukları açık. Bir yerden başka bir yere sürülerini önlerine katarak göçerlerdi. Atlarının, koyun ve sığırlarının sayısı belirsizdi. Eşeği, katırı ve deveyi de bilirlerdi. Toprağı işlemezler, bu işi aşağı görürlerdi. Bununla birlikte, devlet ileri gelenlerinin tümü ve savaşçıları kendilerine toprak ayırırlardı. Toprağı işlemekte, tutsakları ya da borçlandırdıkları yabancıları zorunlu tutarlardı.

Hunlar atçı bir halktı. Atı başka halklar da bilirdi, ama yalnızca yük çekmek için kullanırlardı. Asya’nın bu bölümünde at sırtına ilk binen halk Hunlar oldu. Ava, savaşa at üstünde giderlerdi. Çocuklarını ata  alıştırmak için, daha küçükken oyun biçiminde, onları kuzuların, koyunların sırtına bindirirlerdi. Ellerine ok, yay vererek kuşlara, gelincik ve sıçanlara atış yaptırırlardı.

Savaş tutkusu tavsar düşüncesiyle, barış dönemlerinde büyük avlar düzenlerlerdi. Ancak, vurdukları hayvanın etine pek darda kalmazlarsa el sürmezlerdi. Besledikleri hayvanın etini yerlerdi.

Onlar için yaşamın anlamı savaştı. İrili ufaklı birlikler biçiminde toplanırlar, düşmanın üzerine şaşırtıcı hızla baskınlar yaparlardı. Karşılarına haklarından gelemeyecekleri bir güç çıkmışsa, karmakarışık biçimde yüz geri ederlerdi. Ama bu kaçışları bile savaş tuzağı olarak değerlendirirler, bir aralık şimşek gibi bir hızla geri döner; çabucak ve sıkı bir düzenle sıraya girerler, ne olup bittiğini anlamayan düşmanın üzerine saldırırlardı.” 2

Tul sözcüğü çok ama çok yaşlıdır...

“Eski Türk âbidelerinden birinde ölen şahıs tarafından söylenmiş şu mısralar dikkat çekicidir: ‘61 yaşında sonra ben, gökyüzünde güneşi görmedim. Benim karım tul kaldı.’ Bu mısralar gösteriyor ki, tul kelimesi maket anlamında değil, kocası ölmüş dul kadın anlamında kullanılmaktadır. 

Tul kelimesinin ikinci anlamıyla Sibirya Türk dillerinde ve Orta Asya dillerinde, Kırgızca’da, Uygurca’da, Eski Osmanlıca’da, Lebedce’de, Şorca’da, Teleütçe’de, Sagayca’da, Koybalca’da, Komanca’da kullanıldığını Radloff da kendi döneminde tespit etmiştir. 

Çağdaş Türk dillerinde, Kırgızca’da, Kazakça’da, Türkmence’de, Türkçe’de, Özbekçe’de, Uygurca’da, Çuvaşca’da ve diğer Türk dillerinde Eski Türkçe’den kaynaklanan tul kelimesinin değişik fonetik ve semantik varyantları vardır. Örneğin Tuvaca’da dul~dulguyak yani kelimenin morfolojik transformasyonu olarak tul~tuluk~tulku~tulguyak yaşamaktadır.” 3

İçki masası devamlı olarak otağın ortasında dururdu!

“Türk kavimlerinin yayıldığı bütün Orta Asya ile Doğu Avrupa’nın her bölgesinde, elinde bir içki kadehi tutan heykellere rastlamak mümkündür. Bu gelenek, Batı Türkistan ile Afganistan’a doğru da, yayılarak inmiştir.

Hele Güney Sibirya, ‘Elinde içki kadehi tutan heykeller’ ile doludur...

Hakanların otağları ile evlerde içilen içkiler, düzenli bir tören ile protokole bağlı idi. İçki kadeh ve sürahilerinin konduğu küçük bir masa, devamlı olarak otağın ortasında dururdu. Ayrıca içkiye başlamadan önce ‘Yer ve Su Tanrıları için, içki saçma’ da, yine çok sıkı ve belirlenmiş gelenekler ile yerine getirilirdi. Aslında Türkler’de adı geçen içki, kımız idi. Kımız içme ise, günlük yiyecek ve gıda yerine geçiyordu. Birçok gezginler Orta Asyalılar’ın at sütlerinin boy olduğu mevsimlerde, yemek yerine yalnızca kımız içtiklerini, açık bir dil ile anlatmaktadırlar.” 4

Eski Türkler üzüm şarabına ne derdi?

“ ‘Bor’, Türkler’in üzüm ve bilhassa üzüm şarabı için kullandıkları ikinci bir sözdür. (birincisi üzüm’dür, m.g.) Kökleri, Türkler’in komşuları ve Batı Türkistan’ın yerlileri olan Soğd dilinden gelmiştir.

Oldukça, geniş bir şekilde incelenmiş olan bu söz üzerinde, biz burada ayrıca durmayacağız. Kanaatimizce bor sözü, -Ortaasya’da, çeşitli ve yabancı kültür çevreleri ile sıkı bağlar kurmayı başarmış olan- Uygurlar’ın doğurdukları, bir kültür sözü idi.

Eski Türkler üzüm şarabı için, çoğu zaman bor diyorlardı. Ancak eski Türk kaynaklarında şarabı tanıtan ‘bor bekili, bor bekini, bor bekni’ gibi deyişleri de görmüyor değiliz.” 5

Türkler "bira"ya ne ad verirdi?

“Bira ve boza, yani arpa, buğday ve darı gibi tahıldan yapılmış içkilere Türkler, bekni diyordu... Böylece Türkler bor (üzüm şarabı demektir, b.n.) demek ile yetinmiyorlar ve bunu, bekni sözü ile de, bir defa daha tanıtmış oluyorlardı.” 6

Hunlar’ın Dini neydi?

“Birçok bilgin, totemizmi insanlığın ilk dini sayar. Totemizm inancında genellikle bir topluluk, bir bitki türüne ya da bir nesneye mistik, akrabalık duyguları ile bağlıdır. Bu bağlanışın belli görev, yasak ve törenleri söz konusudur.

KURT ATA: Hunlar da hayvan atadan geldiklerine inanırlardı. Hayvanı kendisine uyulacak, ders alınacak bir örnek sayarlardı. İnsanın davranışları hayvana bakılarak ayarlanır, düzeltilirdi. Hayvanda düşünmek erkeğin, savaşçının davranışını belirlerdi. Göçebeyi yaratıcılığa, akıncılığa ve amansız başbuğluğa yönelten, işte bu inançtı. Böylece göçebe, dünyayı kendisi için var olan bir yağma ve talan yeri sayıyordu. Ancak böyle düşünebiliyordu. Totemizmin başlıca şu özellikleri vardır:

- Totem ile topluluk arasında duygusal akrabalık vardır. Başka bir söyleyişle, aynı totemden olan kişiler aynı atadan geldiğine inanır.

- Bireyler totemin adını işaretlerini taşır.

-Aynı totem çevresinde toplanan kişilerin birbiriyle evlenmeleri yasaktır.

- Totemden olan kişiler için totem olan hayvan ya da bitkiyi yemek yasaktır.

- Totemin, inanan topluluğun üyelerine yardımcı olduğuna, onları çeşitli tehlikelerden koruduğuna inanılır.

Genellikle hayvanlar totem sayılmıştır. Kimi zaman söz konusu hayvan yerine, onun bir parçası (kuyruğu, dili, pençesi, tüyü, vb.) totem yerine geçer. Hayvan totemleri, en çok avcılıkla geçinen ilkel toplumlarda görülür. Türkler’de totem inancına uygun kimi inanç ve davranışlar izlenir. Türkler, kurdu ata tanırlar. Söylenceye göre, Asya Hunları’nın hanı Mo-tun’un (biz onu yanlış okuma sonucu Mete diye biliyoruz, b.n.) soyu ejdere dayanır. Büyük olasılıkla, ejder çok eski dönemlerde tapınç olmalıdır.

Göktürk kalıntıları : Göktürk Kağanlığı dönemine ait buluntular. (Ulan Batur-Moğolistan'da sergilenmektedir.)


GÖK TANRI: Bozkır halkları inancında Gök Tanrı tek yaratıcı olarak görülür. Tengri (gök) din sisteminin merkezinde yer alır. En yüksek varlıktır. Bu inançta Gök-Tanrı yaratıcı, tam güç sahibidir. Çoğu kez Gök-Tanrı diye anılır. Ona kurbanlar sunulur. Eliade’ye göre, Gök-Tanrı inancı, Orta ve Kuzey Asya topluluklarına özgü, özgün inanç anlayışıdır. Giraud için, doğrudan ‘bütün Türkler’in ana tapınımıdır.’

Gök-Tanrı genellikle kişilerin yaşamına aracısız karışır. Buyurduğu istemlerine uymayanı cezalandırır. Gök’ün istemine karşı gelinmez. Ant içme, şükür Gök tanrıya yapılır.

Asya Hunları’nın hanı Mo-tun, M.Ö. 176 yılında Çin İmparatoruna yolladığı bir mektupta utkularını önce Gök-Tanrı’nın yardımıyla kazandığını bildiriyor. Dördüncü yüzyıl başlarında Hun Devleti’ni kuran Liu Yüan, genç yeğeninin yiğitliği karşısında ‘Gök-Tanrı, bu kişiyi Hunları düşünerek dünyaya getirdi’ diyor.

Asya’da tarih sahnesinde görülen halklardan Gök Tanrı inancının izleri görülüyor. Hunlar, Tabgaçlar, Göktürkler, Uygurlar Gök-Tanrı’ya kurbanlar sunuyor.

KUTSAL ATA: Eski Türk inançlarından biri de ataya tapınçtır. Ataya tapınç olayı da evrensel inanç kavramlarındandır. Ataya tapınç, insanın ölümün kaçınılmazlığını bilen tek yaratık olmasından kaynaklanır. Ne var ki, bu gerçeği bilmek yetmez. Kişi, bunu düşünmeyi her dönemde, hem de dirençle yadsır. Ata, kendisine tapacak soyu var olduğu sürece yaşayacağına inanır.

Ata tapıncında baba/ata, öldükten sonra ruhları aracılığıyla aile bireylerini korur.  Bu yüzden onla saygı gerekir. Ataya tapınçta en özgün özellik, insan kurban etme geleneğidir. İnsan kurban geleneği, Uzakdoğu halklarında vardır. Hunlar’da insan kurbanı olayının kimi izleri sezilir. Sözgelimi Hunlar’da yakın akrabaların birlikte gömülmesi olayından söz edilir. Ama bu geleneğin Hunlar’da bulunup bulunmadığı kesin değildir.

Ata tapıncının bir özelliği de ata anılarının kutlu sayılmasıdır. Hunlar her yıl mayıs ortalarında atalarına kurban sunar. Ata mezarlarına yapılan saldırılar ağır cezalar gerektirir. Attila, Hun hanları aile mezarını Bizans piskoposunun soyması yüzünden 2.Balkan seferini yapar. Bu inanca göre, ölülerin silahları değerli eşyaları, takıları ile birlikte gömülür. Böylece öteki dünyada, ölen kişinin rahat yaşamı sağlanmış olur. Hunlar’da, yenilen düşmanın kafatasını altınla doldurup kadeh yapma geleneği de vardır. Asya Hun hanı, Yüe-çi hanının kafatasını içki kabı olarak kullanmıştır. İbrahim Kafesoğlu, bu inancı güney kültürü olarak gösterir. Ancak, bu inanç Türkler arasında uzun süre yaşamışa benzer. Bulgarlar da aynı geleneği uygulamışlardır. Çok sonra Safeviler arasında da bu gelenek sürmüştür.

DOĞAYA TAPINMA: Asyalı Hunlar, ilkyaz ve son yazlarda atalara ve doğa tanrılarına kurbanlar keserler. Han Tanhu, gündüz güneşi, gece dolunayı ulular. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar girişimlerini ay-yıldız hareketleri ile denetler. Tabgaçlar ilk ve sonyazda atalara kurban sunarlar. Kurbanlar taş ev tapınağı içinde kesilir, çevreye kayın ağaçları dikilir. Bunlardan kutlu ormanlar oluşur.

Saldırıyı ve savaşı ancak ayın büyümekte olduğu ya da dolunay biçimine geldiğinde göze alırlardı. Büyük han her sabah çadırından çıkar ve tapınır biçimde güneşi selamlardı. Uğur getiren yeni ayı gördüğü zaman da aynı saygı ile ayı selamlardı.

YER-SU: Yer-Su ruhlarının en özgün göstergesi dağlardır. Hunlar eski yurtlarında Han-yoan Dağı’nda her yıl Gök Tanrıya kurban keser. Gan-tsuan-şan Dağı, Hunlar’ın kutsal dağlarındandır. Hun hanları Çin’le yaptıkları sözleşmeleri Hunda Dağı tepesinde kurban keserek antlarla pekiştirirler.

Gök Tanrı tapıncı ile dağ tapıncı birbiriyle yakından ilgilidir.

Söylencelerde Orta Asya’nın verimli dağları Çinlilerce tutulduğu dönemlerin anılarını yansıtır. Bolluk dağlarını yitiren göçebeler bu dağların anılarını uzun yıllar anımsayacaklardır. Hunlar, Gansu ilindeki Tsilenşan Dağı’ndan ayrıldıktan sonra ağıtlar yakacaklardır.

Bu inançta dağlar, ırmaklar, göllerin tümü canlı nesnelerdir. Kutsadıkları ırmaklar, göller salt yerel nesneler değildir. Konuşan, duyan, evlenen, çoluk çocuk sahibi olan varlıklardır.

Çin kaynaklarına göre, Orta Asya Şamanizmi’nin esasları Gök Tanrı, Güneş, Ay, yer, su, ata, ateş (ocak) tapınçlarıdır. Dinsel törenler belirli bir düzen içinde yapılır. Hakanın otağındaki tapınakta her yılbaşında tören yapılır. Törene yirmi dört Hun boyunun başbuğu katılır. Yılın beşinci ayında Lung-çeng kentinde toplanırlar. Atalara, Gök Tanrı’ya, yer-su ruhlarına kurbanlar sunarlar.

Sonyazda atlar iyi beslenmişlerdir. Orman yanında toplanırlar. Çevreyi dolaşırlar. Halk ve hayvan sürülerinin sayımı yapılır. Hakan günde iki kaz tapınım için çadırından çıkar. Sabah güneşe, geceleri aya tapar.

M.Ö. 121 yılında Çinliler bir Hun prensini yenip otağı ele geçirir. Savaş kazancı arasında bir de altın put vardır. Çin tarihçilerine göre, Hun prensi bu put karşısında Gök Tanrı’ya kurbanlar sunar.

Hunlar’dan sonra Orta Asya’da devlet kuran çeşitli Türk soyları da Gök Tanrı’ya, yer-suya, Güneşe, Aya kurbanlar sunuyorlar. Dinsel inançları Hunlarınki gibi.” 7

Hiong-nular’ın etnik kökenlerine dair tartışmalar yeni yeni aydınlanıyor

“Ligeti’ye göre ilk-Asyalılar’dır, Shiratori için proto-Moğollar’dır, ve Pelliot, Hambis gibi (daha sonra Shiratori de onlara katılacaktır) pek çok bilim adamına göre proto-Türkler’dir. Bu son görüş akla en yakın olanıdır, ama bu, proto-Türkler’in imparatorluktaki tek göçebe topluluk anlamına gelmeyeceği gibi, sayıları en kalabalık topluluğun Türkler olduğu anlamına da gelmez. Hiong/nu İmparatorluğu içinde de, bozkırda doğan ve bozkırda ölen diğer tüm imparatorluklar için de aynı şey geçerlidir: Değişik soylardan pek çok ulus belli bir süre için bunların boyundurukları altına girerler, zorla ya da gönüllü olarak bunlarla birleşirler, başlarındaki şef güçlü olduğu sürece kökenlerinin ne olduğunu unutmaya hazırdırlar ama şef gücünü kaybetmeye başlayınca her an kimliklerini yeniden hatırlayabilirler.” 8

Uar veya var hangi dile aittir?

“ ‘Var’ veya ‘uar’ kelimesi kadim Türkler’in eski bularak kullanmak istemedikleri Hun dilinde ‘nehir’ manasına geliyordu. Nitekim bu kelime Altaylar’da özel anlamını korumuştur. Orada Ursul (veya Urusul) nehrine Uar denilmektedir.” 9

Eski Türkler küpe takar mıydı?

“Eski Türkler’de küpe takmak, her çağda yaygın bir moda halinde görülüyordu. Küpeyi Türkler’de yalnız kadınlar değil; erkekler de takardı. Fakat ‘kadın ve erkek Türk küpeleri’ arasındaki ayrılıkları burada gösterebilecek kadar, yeterli bilgimiz yoktur.

Hatta İslâm kaynakları, Hülegü Han’dan söz ederken bile, onun takındığı küpelerinden söz açmayı ihmal etmezlerdi. Çin kaynakları ile eski Orta Asya Türkleri’ni gösteren minyatürlerde de, erkeklerin küpe takındıklarını, açık olarak görüyoruz.

Osmanlı tarihinde de, bunun birçok örneği vardır. Bugünkü Orta Asya küpeleri hakkındaki derli toplu bilgiler ise Radloff tarafından derlenmiştir.” 10

Göktürkler ne giyer, nasıl avlanırdı?

“Suyab halkının yünlü kumaşlardan yapılmış elbiseler giydiğini de kaydeden Hüen-Çang, Suyab’a gelirken şehrin yakınında T’ong Şe-Hu Kağan ile karşılaşmıştı. Kağan o zaman kudretinin doruğunda bulunuyor, hākimiyeti Ceyhun’un güneyindeki topraklara kadar uzanıyor, oğlu yabgu unvanı ile merkezi Kunduz olan Toharistan’ı idare ediyordu. T’ong Şe-Hu Kağan Çinli rahibi güler yüzle karşıladı. Kağan bu esnada ava çıkmaya hazırlanıyordu; üzerinde yeşil satenden bir kaftan vardı, saçlarının hepsi görünüyordu. On ayak uzunluğunda bir ipekli parçası alnını birkaç defa sardıktan sonra arkaya sarkıyordu. Maiyetini teşkil eden iki yüz kişinin saçları ise örgülü olup bunlar gümüş işlemeli elbiseler giymişlerdi. Rahip Kağan’a refakat eden askeri birliklerin atlara ve develere (?) bindiklerini görmüştü. Bunların ellerinde mızraklar, bayraklar ve yaylar bulunuyordu. Onlar ince kumaştan elbiseler ve kürkler giymişlerdi. Hüen-Çang sözlerine devam ederek diyor ki: ‘bu askerlerin dizisi o kadar uzun idi ki, dizinin sonunu görmek mümkün olmuyordu. Sonra avdan dönen kağan şehrin yakınındaki karargâhında (ordu) muhteşem bir toy verdi. Kağan’ın çadırı altın çiçeklerle bezenmiş büyük ve geniş bir otağ olup göz kamaştırıyordu. Takuvan denilen ve altın işlemeli elbiseler giyen saray memurları kumaş geçirilmiş hasırlar üzerinde iki dizi halinde oturmuşlardı. Kağan’ın muhafızları da saray memurlarının arkasında ayakta duruyordu.” 11

960 yılında ne kadar Türk İslâmiyet’i kabul etti?

“Volga Bulgarları’nın İslâm’a girişi Türkler arasında İslâm’ın yayılışı yolunda büyük bir adımı temsil ederken, Orta Asya’da binlerce kimsenin İslâm’a girdiği 960-961 yılı da en büyük adımı temsil etmektedir.

Kaşgarlı Mahmud ve İbnü’l-Esîr bu yılın hadiselerini şöyle dile getirirler: Bu yıl içinde Türkler’den yaklaşık iki yüz bin hargâh Müslüman olmuştur. Hargâh da, içinde bir ailenin barındığı çadır demektir.

Eğer orta kalabalıkta bir aile üç ile beş kişi arasında kabul edilecek olursa, buna göre, sadece o yıl Müslüman olan Türkler’in sayısı altı yüz bin ile bir milyon kadardır.” 12

Ne dinimden ne içkimden vazgeçmem!

“Türk kabileleri arasında, İslâm’ın hükümlerini uygulama noktasında farklı seviyeler söz konusudur. Mesela; Karahanlılar bir anda içkiyi de bırakarak İslâmi hükümleri son derece titizlikle takip ederken; Ceyhun Nehri’nin güneyinde kalan bölgelerin idaresini Samanoğulları’ndan devralan Gazneliler, İslâm’ın haram kıldığı bazı hususlarda gevşek davranmışlardı. Gazneli Mahmud’un (998-1030) haramları işlemekten çekinmediği herkesçe bilinen bir gerçekti.” 13

Ben Metin Gülbay, herkese keyifli bir hafta sonu dilerim.

KAYNAKLAR

1 Karoly Czegledy, Bozkır Kavimlerinin Doğu’dan Batı’ya Göçleri, s. 16-17
2 Türkler'in Dili, Fuat Bozkurt, Kapı Yayınları
3 Irıs Beybutova, Eski Türkler’de Atalara Tapma Felsefesi, Sibirya Araştırmaları, S.308
4 Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, cilt 4, s.160
5 aynı yapıt cilt 2, s.328
6 aynı yapıt cilt 2, s.328
7 Türkler'in Dili, Fuat Bozkurt, Kapı Yayınları, S.24
8 Jean Paul Roux, Orta Asya Tarih ve Uygarlık, S.89
9 L.N.Gumilöv, Hazar Çevresinde Bir Yıl, S.234
10 B.Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, cilt 5, s.243
11 Faruk Sümer, Eski Türkler’de Şehircilik, S.13
12 Saîd Abdülfettâh Âşûr, Araplar ve Türkler Arasında İlk Tanışma, Türk-Arap Münasebetleri, s.298
13 aynı yapıt, s.300.

 

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 37 32 2 3 89 25 99 +64
2 Fenerbahçe 37 30 1 6 93 31 96 +62
3 Trabzonspor 37 20 13 4 65 48 64 +17
4 Başakşehir FK 37 17 13 7 51 41 58 +10
5 Beşiktaş 37 16 13 8 51 45 56 +6
6 Kasımpaşa 37 15 14 8 60 64 53 -4
7 Alanyaspor 38 12 10 16 53 50 52 +3
8 Sivasspor 37 13 12 12 45 53 51 -8
9 Çaykur Rizespor 37 14 15 8 48 56 50 -8
10 Antalyaspor 38 12 13 13 44 49 49 -5
11 Adana Demirspor 37 10 13 14 52 55 44 -3
12 Samsunspor 38 11 17 10 42 52 43 -10
13 Kayserispor 37 11 14 12 43 55 42 -12
14 Gaziantep FK 37 11 18 8 49 57 41 -8
15 Konyaspor 37 9 14 14 39 50 41 -11
16 Fatih Karagümrük 38 10 18 10 49 52 40 -3
17 MKE Ankaragücü 37 8 13 16 44 48 40 -4
18 Hatayspor 37 8 15 14 43 52 38 -9
19 Pendikspor 37 9 18 10 42 72 37 -30
20 İstanbulspor 37 4 26 7 27 74 16 -47
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 34 24 7 3 77 31 75 +46
2 Göztepe 34 21 6 7 60 20 70 +40
3 Sakaryaspor 34 17 8 9 50 35 60 +15
4 Bodrumspor 34 15 7 12 43 22 57 +21
5 Çorum FK 34 16 10 8 55 36 56 +19
6 Kocaelispor 34 16 11 7 48 41 55 +7
7 Boluspor 34 15 11 8 33 35 53 -2
8 Gençlerbirliği 34 13 9 12 39 33 51 +6
9 Bandırmaspor 34 13 10 11 49 32 50 +17
10 Erzurumspor FK 34 12 11 11 30 34 44 -4
11 Ümraniyespor 34 12 15 7 40 47 43 -7
12 Manisa FK 34 9 12 13 40 40 40 0
13 Keçiörengücü 34 10 14 10 34 43 40 -9
14 Adanaspor 34 11 17 6 28 45 39 -17
15 Şanlıurfaspor 34 9 14 11 32 37 38 -5
16 Tuzlaspor 34 9 14 11 35 47 38 -12
17 Altay 34 5 25 4 16 76 10 -60
18 Giresunspor 34 2 28 4 16 71 7 -55
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 36 26 5 5 83 29 83 +54
2 Van Spor FK 36 24 6 6 63 37 75 +26
3 Bucaspor 1928 36 21 5 10 54 25 73 +29
4 1461 Trabzon FK 36 21 6 9 71 39 72 +32
5 Ankaraspor 36 15 8 13 45 35 58 +10
6 Yeni Mersin İdman Yurdu 36 16 10 10 50 36 58 +14
7 Beyoğlu Yeniçarşıspor 36 15 14 7 47 38 52 +9
8 Karacabey Belediye Spor 36 13 11 12 43 37 51 +6
9 Ankara Demirspor 36 15 16 5 43 46 50 -3
10 Diyarbekir Spor 36 12 15 9 39 41 45 -2
11 Kırklarelispor 36 11 14 11 33 41 44 -8
12 Altınordu 36 10 13 13 45 39 43 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 36 10 14 12 25 38 42 -13
14 Serik Belediyespor 36 10 16 10 29 45 40 -16
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 36 11 17 8 41 57 38 -16
17 Kırşehir Futbol SK 36 5 23 8 38 76 23 -38
18 Bursaspor 36 6 22 8 28 64 23 -36
19 Adıyaman FK 36 4 25 7 28 63 19 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 25/05/2024 Sivasspor vs Kayserispor
 26/05/2024 Adana Demirspor vs Başakşehir FK
 26/05/2024 Fenerbahçe vs İstanbulspor (H:1)
 26/05/2024 Hatayspor vs Çaykur Rizespor
 26/05/2024 Kasımpaşa vs Beşiktaş
 26/05/2024 Konyaspor vs Galatasaray
 26/05/2024 Pendikspor vs Gaziantep FK
 26/05/2024 Trabzonspor vs MKE Ankaragücü
 18/05/2024 Kayserispor 2 - 2 Konyaspor
 18/05/2024 Gaziantep FK 3 - 1 Fatih Karagümrük
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/05/2024 Kocaelispor 0 - 2 Sakaryaspor
 11/05/2024 Erzurumspor FK 0 - 4 Eyüpspor
 11/05/2024 Boluspor 2 - 1 Çorum FK
 11/05/2024 Göztepe 1 - 1 Bodrum FK
 11/05/2024 Adanaspor 1 - 0 Bandırmaspor
 11/05/2024 Tuzlaspor 1 - 1 Gençlerbirliği
 11/05/2024 Şanlıurfaspor 2 - 0 Manisa FK
 10/05/2024 Giresunspor 1 - 2 Ümraniyespor
 10/05/2024 Keçiörengücü 1 - 1 Altay
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 Hük. Bursaspor 3 - 0 Van Spor FK
 04/05/2024 Altınordu 3 - 3 Ankaraspor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 3 - 1 Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Serik Belediyespor 0 - 6 Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor 3 - 1 Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Adıyaman FK 4 - 1 Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor 5 - 2 Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Kırklarelispor 1 - 3 Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK 4 - 5 1461 Trabzon FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI