gaziantep escort
Metin Gülbay
  Güncelleme: 01-05-2022 10:05:00   01-10-2021 18:14:00

KIZIL SAÇLI MAVİ GÖZLÜ TÜRK OLUR MU?

Yine Orta Asya'dayız. Hakasya Rusya Federasyonu'na bağlı Orta Asya'daki Türk asıllı üçüncü cumhuriyet. Tuva ve Altay cumhuriyetleriyle ilgili yazılarımı hatırlarsınız. Şimdi de Hakaslarla birlikte olacağız. Ancak günümüz Hakasları yerine eski Hakasları anlatacağım.

 Bunun için de 19. yüzyılın bu konudaki en ünlü tarihçisine başvuracağım, Wilhelm Radloff'a. Ben kendisini hep Türkolojinin babalarından en önemlisi olarak görürüm. Onun sayesinde Sibirya'daki Türklerin yaşamı gün ışığına çıkarılmıştır. Radloff Alman asıllı Rus doğu bilimleri ve Türkoloji uzmanıdır. 1837 ile 1918 arasında yaşamıştır. 81 yıllık yaşamının altmış yılını bu konuya ayırmıştır. Türkolog Johan Vandewalle'nin aktardığına göre başta tüm Türk dilleri olmak üzere Almanca, Rusça, Fransızca,  Latince, Yunanca, İbranice, Farsça, Arapça, Mançuca, Çince ve  Moğolca bilmekteydi. Belki anlattıkları bugün yeni bilgilerle revizyona uğramalıdır, bilemiyorum ama yine de onun sahadan bizzat topladığı bilgiler dolayısıyla önemi asla yadsınamaz.

Radloff'un anlattıklarına geçmeden önce kısa künye bilgileri vereyim. Nüfusu bugün 532 bin olan Hakasya 61.569 kilometrekare yüzölçümüne sahip. Başkentin adı Abakan. 2010 rakamlarına göre Hakaslar toplam nüfus içinde yüzde 12,1'lik orana sahip. Ruslar yüzde 81,7, Almanlar yüzde 1,1, Ukraynalılar yüzde 1, diğer milletler toplam yüzde 4'lük oranla Hakasya nüfusunu oluşturuyor. Görüldüğü gibi Hakaslar kendi ülkelerinde azınlık durumundalar.*Ruslar hiçbir özerk cumhuriyette o cumhuriyetin gerçek sahiplerinin çoğunluk olmasına izin vermedi. Bunu sosyalizm adına yaptılar. Türkiyeli solcular da SSCB döneminde buna hiç ses çıkarmadı. Bizim bazı solcular aslında milliyetçidir, bakmayın kendilerine komünist dediklerine.

Rusya haritasında Hakasya.


Radloff Hakasları kızıl saçlı mavi gözlü olarak betimler

Her neyse biz Radloff'a kulak verelim isterseniz.

“... tarihlerini en yeni zamanlara kadar takip edebildiğimiz için bizi en çok ilgilendirmesi icap eden diğer bir halktan bahsedeceğim; bunlar, Kuzey Uygur Devleti’ni yıkan Hakaslar’dır...

... Yer yazın bataklık olur, kışın derin karla örtülür. İnsanları uzun boylu, kızıl saçlı, taze yüzlü ve mavi gözlüdür. Hakaslar, kara saçı kötü işaret sayar. Kara gözlülere Lilirler’in ardılları derler...

... Ritter bütün bu halkları kuzeye dağılmış İndocermen olarak mütālaa etmek ve bu iddiasını da Türk Moğol ve bilhassa Tungar dillerinde çok miktarda görülen dilleri hakkındaki bu iddiayı doğrudan doğruya reddetmeliyim. Burada az miktarda rastlanılan İndocermen köklerinin hemen hemen hepsini de, yeni veya İranca’dan alınmış olarak ispat etmek mümkündür. Çünkü bu diller Turan’da milattan önce oldukça kuzeye kadar yayılmıştır..." 1

Sanırım siz de şaşırdınız, ilk okuduğumda ben de çok şaşırmıştım, nasıl olur da kızıl saçlı mavi gözlü Türk olurdu? Sonra yıllar içinde dünyada ırk diye bir şeyin olmadığını, milletlerin çeşitli boyların birleşmesiyle oluştuğunu öğrendim. Aslında millet de yoktu tabii, aynı dili konuşan insanlar vardı ve bunların tümünün aynı boydan olması şart değildi. Tıpkı Türkçe konuştuğu halde farklı fiziksel görünüme sahip insanların olması gibi.

Hakas hiyerarşisinin başında kimler vardı?

Hakaslar'ın yönetimi nasıldı acaba? Bir tane astığı astık kestiği kestik kağan mı vardı başlarında, yani tek adam rejimiyle mi yönetiliyorlardı? Türk boylarında buna hiç rastlamadım. En sert en acımasız bilinen kağanın veya haydi Hiong-nuları da hesaba katalım şanyünün bile akıl danıştığı birileri vardı resmi olarak.

“Memurlar altı sınıfa ayrılır. Nazırlar, başkomutan, başidareci, idareciler, reisler ve daganlar. Nazırlar altı, başkomutanlar üç, başidareciler on beş tanedir. Reis ve daganların memuriyet sınıf derecesi yoktur.”2

Hakas şaman
(Metin Gülbay arşivi).

"Hakaslar’ın hükümdarına Aşo denirdi"

“Savaşta yay, ok ve bayrak kullanırlar. Süvariler el ve ayaklarını ağaçtan küçük kalkanlarla örterler, kendilerini ok ve kılıca karşı korumak için, omuzlarına da küçük ve yuvarlak kalkanlar takarlar.

Hükümdarlarının adı Aşo’dur. Evinin önünde bir bayrak bulunur. Başka kimseler kendilerini soylarına göre adlandırırlar. Samur ve vaşak kürkü zenginlerin elbisesini teşkil eder. Aşo kışın bir samur şapka, fakat yazın altın kenarlı, mahrut uçlu ve alt kısmı kıvrılmış bir şapka kullanır.

Kuşaklarında bir bileği taşı bulundurmayı  severler. Fakirler koyun derisinden elbise giyer, fakat şapka kullanmazlar. Kadınlar yünden veya Çin’den getirttikleri ipekten elbise giyer.

Aşo Kara Dağlar civarında oturur, ikametgâhı şarampol kazıklarıyla çevrilmiştir. Onun evi keçe ile örtülü bir çadır olup medici tesmiye edilir (adlandırılır, m.g.). Memurlar küçük çadırlarda oturur.

Ordu bütün kabilelerden kuvvet toplamakla meydana getirilir. Yasak, samur ve sincap kürkü ile ödenir... (yasak vergi olarak anlaşılmalıdır, m.g.)

Hakaslar et ve kısrak sütüyle geçinir. Aşo hamur işleri yer. Musiki aleti olarak davul, flüt ve malum olmayan iki alet daha kullanırlar. Tiyatrolarda terbiye edilmiş deve ve aslanlar gösterilir, at üzerinde voltijlerle ip cambazları da meydana çıkar.”3

Hakas erkeği küpe takar, kadınlar erkeklerden çoktur

Daha önce bu konuda yazmıştım, eski Türk erkekleri saç uzatır, küpe de yüzük de takar diye. Küpe ve yüzüğün kadınlara mal edilmesi ne zaman gerçekleşti hiç araştırmadım ama sanırım tüm kültürlerde böyle bir şey var. Hakaslarda bir de dövme yaptırma ādeti olduğunu yeni öğreniyoruz. Dövmenin cesaretle de ilgisi var, yalnızca evlenen kadınlar yaptırdığına göre demek ki toplumsal statüyle de ilgisi var. Erkeklerin kadınlardan daha az olmasını ise savaşta erkeklerin daha çok ölmesine bağladım ben.

“... Erkekler kadınlardan daha azdır. Erkekler kulaklarına küpe takar, mağrur ve inatçıdırlar. Cesur kimseler kollarına dövme yapar, kadınlar ise evlendikten sonra boyunlarına dövme yapar.

Her iki cins bir arada yaşadığı için iffetsizlik çok olur. (Radloff'un burada neyi kastettiğini anlamış değilim, m.g.) 

İlk ayın adı Mao-şi-ay’dır. (Türkçe: mus-ay, buz ay). Yılları on iki işarete göre hesap ederler. Mesela İn yılına ait işaretin adı pars yılıdır. İklim sert olduğundan, kışın nehirler yarı yarıya donar. Darı, arpa, buğday ve Himalaya buğdayı ekerler. Unu el değirmenlerinde öğütürler. Ekini üçüncü ayda eker, dokuzuncu ayda biçerler. Lapayı mayalamak suretiyle rakı yaparlar. Burada meyve ve sebze bulunmaz. (Bu tasvir gösteriyor ki, kısmen göçebe olarak zikredilen Hakaslar, hakikaten bütün diğer komşu Türkler’e nazaran daha yüksek bir medeni seviyede bulunuyorlardı, şüphesiz onlar bu medeniyeti kuzeyde değil de, eskiden bulunmuş oldukları Tiyanşan’ın güneyinde elde etmiş ve oradan kuzeye göç etmişlerdir.)

Safronov köyü yakınlarında bulunan bir megalit. (2000)


Atları yüksek yapılı ve kuvvetlidir; birbirleriyle kavga etmeyi seven atlar iyi sayılır. Onlar deve ve koyundan daha fazla olarak inek de beslerler. Zenginlerin binlerce baş hayvanı olur.

Yabani hayvanlardan meral (dişi geyik, maral da denir, m.g.), karaca, sığın ve karakuyruk (bir nevi dağ keçisi) avlarlar; bu sonuncusu misk keçisine benzerse de, büyük ve kara kuyruğu vardır. Balıklardan bir cinsi vardır ki, yedi fut (bir fut-0.304 metre m.g.) uzunluğunda olur, bunlar düz ve kılçıksızdır, ağzı burnunun altındadır (mersin balığı).

Kuşlardan yabani kaz, ördek ve aladoğan bulunur. Ağaçlardan lâdin, kayın, kızıl ağaç, söğüt ve birçokları ok atmakla ucuna yetişilemeyecek derecede yüksek köknar vardır. Altın, demir ve kalay mevcuttur.”4

Hakasça’da ay isimleri nelerdir?

Eski Hakasları biraz tanımaya başladık. Onların günlük kullanım dilinden bazı ayrıntılar vererek devam edelim.

“Hakaslar bugün aşağıda verilen ay isimlerinin yerine daha çok Rusça’dan geçen ay isimlerini kullanmaktadır.

Ocak = a) çil ayı (Sagay, Beltir) = rüzgar ayı, b) kürgen ayı

Şubat = a) azıg ayı (Sagay, Beltir) = ayı avlama ayı, b) pözig ayı (Kaça)= ürün ayı

Mart = a) ulug körik ayı (Sagay)= büyük körük ayı, b)pastagı körik ayı (Sagay)= ilk körük ayı, c) körik ayı (Beltir) = körük ayı, d) haan ayı (Kaça)

Nisan = a) kiçig körik ayı (Sagay, Beltir) = küçük körük ayı, b) son körik ayı (Sagay) = ikinci körük ayı, c) hoshar ayı (Kaça)

Mayıs = a)hıra tartçan ay (Sagay, Beltir) = tarlayı sürme ayı, b)tarlag ayı (Sagay) = sürme ayı, c) siliker ayı (Kaça)

Haziran = a) paar ayı (Sagay) = nadasa bırakma ayı, b) handıh ayı (Sagay) = çiçek toplama ayı, c) tos ayı (Beltir) = ak ağacın kabuklarını sıyırma ayı, d) çulug ayı (Kaça)

Temmuz = a) ot ayı (Sagay) ot toplama ayı, b) tos ayı (Beltir, Sagay) = ak ağacın kabuklarını sıyırma ayı, c) hara çulug ay (Kaça)

Ağustos = a) ot ayı (Kaça, Sagay) = ot toplama ayı, b) hıra kisçen ay (Beltir) = hasat ayı, c) orgah ayı (Sagay) = orak ayı,

Eylül = a) hıra kisçen ay (Sagay) = hasat ayı, b) ürtün ayı (Beltir) = hasat ayı, c) ürtün alçan ay (Sagay) hasat ayı, d) pözig ayı (Kaça) ürün ayı

Ekim = a) çarıs ayı (Sagay, Beltir) at koşturma ayı, b) kiçig sooh ayı (Kaça) ılık ay,

Kasım = a) kiçig hırlas ayı (Sagay, Beltir) = ılık ay, b) ulug sooh ayı (Kaça) = çok soğuk ay

Aralık = a) ulug hırlas ayı (Sagay, Beltir) = çok soğuk ay, b)alay ayı (Kaça)”5

Günümüz Hakas kadınları.


Cenaze törenlerinde yüzlerini kesmezler

“Ruhlara kurbanlarını boş sahalarda icra ederler. Kurban için muayyen zamanları yoktur. Şamanlarına kan derler (Türkçe kam, m.g.). Kalın (vergi m.g.) olarak koyun ve at verirler. Zenginlerin yüz hatta bin baş verdiği olur. Defin esnasında yüzlerini kesmeyip cesedi üç kat sararak ağlarlar, sonra ateşte yakarak kemiklerini bir yıl geçince gömerler. Daha sonra muayyen bir zamanda matem merasimi tertip ederler.”6

Çıl Pazı (Yılbaşı) ne zaman kutlanır?

Türkiye'deki İslamcıların ve milliyetçilerin ısrarla reddettikleri bir şey var. Türkler yılbaşı kutlamaz. Niçin kutlamaz sorusunun yanıtı yoktur ama. Türkler yılbaşı kutlardı hem de 21 Mart'ta yani Nevruz'da. Adı tabii ki nevruz değildi, çünkü nevruz Farsça biliyorsunuz. Türkler yılbaşına kendi dillerine göre ad verirdi. Hakaslar Çıl Pazı Bayramı diyordu yılbaşına yani yıl başı bayramı. Çünkü o gün günle gece eşitlenir ve daha da önemlisi doğa uyanmaya başlardı. Kış biter bahar yani çasxı başlardı. 31 Aralıkta yılın başladığını söylemek bana hep uydurma gelmiştir, hem de doğadan kopuşun, onun ritminden uzaklaşmanın sonucu gibidir sanki.

“...  isim itibariyle Türk Tilekeyi’nde (Türk Dünyası) az çok değişiklik göstermesi ile birlikte, bütün Türk halklarında çasxı’nın (baharın) gelmesinin habercisi vasfını yerine getiren ve aynı zamanda da tüm doğa belirtileri bakımından gerçekten de yeni bir doğal dönemin başlangıcını simgeleyen bir gün olan ve 21 Mart’ta (Hakasça 21 Xaaň) kutlanan Çıl Pazı Payramı (Yılbaşı, Nevruz Bayramı) ile ilgili Hakas Türkleri’ndeki kutlama geleneği konusuna değinmek istedim.

Herkesçe bilindiği gibi, Nevruz kelimesi köken itibariyle Türk diline Farsça’dan gelmiş bulunmakta olup, Farsça’da ‘Yeni Gün’ anlamına gelmektedir. Yine bilindiği gibi bu bayramın ismi Türk boylarının arasında Nevruz, Navruz, Naurız, Sultan Navruz, Yeni Yıl, Yılbaşı, Çıl Pazı, Noruz, Mart Dokuzu, Sultan-ı Nevruz, Ergenekon, Yeni-Gün, Ulusun Ulu Günü, Bozkurt Bayramı, Mart Bozumu vs. gibi çeşitli adlar altında anılmakta ve bilinmektedir.

Hakaslar’da Çıl Pazı olarak bilinen ülükün (ulu gün), diğer Türk halklarında olduğu gibi her şeyden önce atalarının başlatmış olduğu ve onların devam ettirmekte oldukları öz tarihleri ve geleneksel uğraş alanları olan tarımcılık ve hayvancılık ile bağlantılıdır.

İsimden de anlaşılacağı gibi bu bayram Türkler’in öz bayramıdır.

Bu mevsimin kökleri yüzyılların derinliğinden gelmektedir. Üstelik bu bayram konusunda eski Çin’in Tan dönemi kronolojik kayıtlarında da Türkler’in baharın gelmesiyle devletin resmi bayramı olarak kutlamakta olduğu gösterilmektedir.

Bahar, yani çasxı mevsiminin gelişi, hayatları genelde toprak ve doğa ile devamlı olarak yakın temas halinde geçmekte olan bütün Türkler için çok önemli olup, baharın gelmesi, doğanın uzun kış uykusunun ardından uyanması ve canlanması, bunun ile birlikte Türkler’in hayatlarının daha heyecanlı bir hale gelmesi anlamını eski tarihlerde olduğu gibi günümüzde de taşımaktadır.

Hatta, baharın gelişi, gerçekten ilk Türk Ansiklopedisi olarak kabul edilen Divanü Lugati’t Türk’te "suların çoğalması, karların eriyip dağ başlarının ısınması, türlü türlü çiçeklerin açılması, yeryüzüne yemyeşil bir ipek kumaşının serilmesi, hayvanların çoğalması" olarak tanımlanmakta idi.

Türkler, farklı dinlere girmiş veyahut da zorla girdirilmiş olsalar bile, Türk Dünyası’nın (Türk Tilekeyi) her tarafında en önemli bayramlardan biri olan bu ortak ve baharın (çasxınıň) müjdecisi olan Nevruz (Çıl Pazı Payramı), bütün Türk coğrafyası alanının üzerinde çaşxı’nın geldiği, gündüz ile gecenin birbirine eşitlendiği, doğanın uyandığı, yeni bir yılın başladığı ve Türkler, hayati önem arz etmekte olan tarım ile hayvancılıkta, yedi, sekiz ay sonra gelecek olan kış ayları esnasında, aslında kısmen de acımasız doğa kanunlarının gerçekliğiyle, karın tokluğunun ve dolayısıyla yaşamın sürdürülmesinin endeksli olacağı daha yoğun ve heyecan verici çalışmalara girileceğinin anlamını teşkil etmektedir.”7

Selbigen ruhu
(Metin Gülbay arşivi.)

Çıl Pazı’nda temizlik yapılırken minik bir çöp eşikte saklanırdı

“... Yeni Yıl Başının yeni giysiler ile karşılanması gerekiyordu. Oysa aynı zamanda, Arınma denen bir ritüel (tayığ) Çıl Pazı’nın gelmesi ile daha yeni başlamakta olup yeni bir ay evresi boyunca sürmekte idi, ancak bu tarihten itibaren evin hem içi hem de evin dışındaki kardan yeni yeni kurtulmaya başlayan toprağın üzerindeki kirliliklerin esaslı bir şekilde temizlenmesi başlardı.

Ancak bununla birlikte, evin içinde esaslı bir temizlik harekâtının yapılmasının sonunda mutlaka küçücük bir kir ya da çöp eşiğin -Hakaslar’da eşiğe ve orada bulunan ruhlara saygı gösterilir ki eşik kültüne saygı müessesesi Anadolu Türkleri’nde de devam ettirilmektedir- altında saklanarak muhafaza edilirdi.

Bunun nedeni evin temizliğini yaparken, evin içinde bulunan ülüs’ü (yani mutluluk ve şansı) dışarı süpürerek yok olup gitmesini önlemekti, büyük bir ihtimal ile.”8

Çıl Pazı’nda içki neden yasaktır?

“Günümüzde de güncelliğini hiç yitirmeyen ve hatta tam tersine oldukça artırmış bulunan içki konusuna ilişkin olarak da Çıl Pazı bayramının kutlanması zamanından itibaren içki yasağı konulmaktadır.

Çünkü içki ile insanın içine şeytanın (ayna) ve de Mooncıx xat ile Atıncax xat (bağ düğmesi ruhu ile intihar ruhu)nun girdiğine inanılmaktadır. Yani, içkiye karşı yasaklayıcı bir tavır üzerinden insanın yeni yıla tam olarak arı ve sağlam olarak başlaması ve bu trendi yıl boyunca sürdüreceğine inanılmaktadır.”9

Çıl Pazı'nda  ateşin üzerinden atlanmaz

Ateş Hakaslar için deyim yerindeyse kutsaldı. Bu yüzden bazı milletlerdeki 21 Mart'ta ateşin üzerinden atlanması gibi ritüellere Hakaslar'da rastlanmaz tam tersine ona saygı gösterilir. Bizdeki başbakanların, bakanların Kürtlere nazire olsun diye 21 Mart'ta düzenlenen resmi nevruz törenlerinde ateşin üzerinden atlaması geliyor aklıma. Komik duruma düşüyorlar aslında ama bunun farkında değiller.

“Baharın bu en önemli gününde eski, yeni tüm düşmanlar barışır, bütün eski dargınlıklar ve kırılmalar kara çalamalar somut bir düğme şeklinin içine konularak insan dünyasındaki küçük Güneş parçası olan od’a (ateşe) temizlenerek yok edilmek üzere atılır.

Ateşin bu denli önemli sıfatları ihtiva etmesinden dolayı Hakaslar’da ateşin üzerinden hiçbir şekilde atlanmaz, ateş daha doğrusu ateş iyesi (Ot eezi) bunun yerine saygı ile beslenir ve ondan evin ve hanenin devam etmesi, koruması dualar, yemekler eşliğinde istenir.

Kısaca, üzerinden atlanmaz, olsa olsa altından geçilebilir. Bu inançların çerçevesinde Hakaslar’ın doğrudan ataları olan eski Kırgız Türkleri, ölenlerin vücutlarını kutsal ateşe teslim ederdi. Böylece insan vücudu ateşin arındırma gücünden geçtikten sonra kül haline geldiğinde ve bu kül büyük bozkıra çıkarak toprağa serpildiğinde yeniden doğa ile gübre (yani, olumlu katkı) olarak bütünleşmekteydi ve daha sonra o yerde yeniden bitkiler çıkardı. Bu geleneğin altında pratik mantık da bulunabilir. Örneğin bu yöntem ile bulaşıcı hastalıkların yayılması büyük bir olasılıkla önlenmekte idi denilebilir.”10

Ben Metin Gülbay, herkese keyifli bir haftasonu dilerim.

* https://tr.wikipedia.org/wiki/Hakasya#N%C3%BCfus
1 W.Radloff, Sibirya’dan 1.Cilt, S.129-130
2 aynı yapıt s.131.
3 aynı yapıt s.131.
4 aynı yapıt s.131.
5 Meral Gölgeci, Sibirya Şivelerinde Aylar, Sibirya Araştırmaları
6 Radloff, s.131.
7 Timur Bulat Davletov, Hakas Türkleri’nde Çıl Pazı (Yılbaşı) Bayramı, Türk Dünyası dergisi, sayı 21, Yıl 9.
8 aynı yapıt.
9 aynı yapıt
10 aynı yapıt

 

 

 

 

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 29 25 1 3 64 17 78 +47
2 Fenerbahçe 29 24 1 4 76 23 76 +53
3 Trabzonspor 29 15 10 4 49 37 49 +12
4 Beşiktaş 28 14 10 4 39 32 46 +7
5 Kasımpaşa 29 12 10 7 50 51 43 -1
6 Başakşehir FK 29 12 11 6 37 33 42 +4
7 Çaykur Rizespor 29 11 12 6 33 46 39 -13
8 Antalyaspor 29 9 9 11 33 32 38 +1
9 Sivasspor 29 9 9 11 35 39 38 -4
10 Adana Demirspor 29 8 9 12 42 38 36 +4
11 Samsunspor 29 10 13 6 35 38 36 -3
12 Alanyaspor 29 8 9 12 37 42 36 -5
13 Kayserispor 29 10 10 9 36 42 36 -6
14 Konyaspor 29 7 11 11 30 41 32 -11
15 MKE Ankaragücü 29 6 11 12 34 38 30 -4
16 Hatayspor 29 6 11 12 33 40 30 -7
17 Fatih Karagümrük 29 7 14 8 33 37 29 -4
18 Gaziantep FK 28 7 14 7 31 41 28 -10
19 Pendikspor 29 6 15 8 33 61 26 -28
20 İstanbulspor 29 3 19 7 22 54 13 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 26 20 5 1 61 21 61 +40
2 Göztepe 26 17 5 4 45 15 55 +30
3 Kocaelispor 26 13 7 6 39 29 45 +10
4 Sakaryaspor 26 12 6 8 39 28 44 +11
5 Bodrumspor 26 12 7 7 34 18 43 +16
6 Çorum FK 26 12 8 6 40 25 42 +15
7 Boluspor 26 12 8 6 25 27 42 -2
8 Bandırmaspor 26 11 7 8 35 21 41 +14
9 Gençlerbirliği 26 9 7 10 29 26 37 +3
10 Erzurumspor FK 26 9 7 10 25 21 34 +4
11 Keçiörengücü 26 8 11 7 24 33 31 -9
12 Ümraniyespor 25 8 11 6 28 36 30 -8
13 Manisa FK 25 6 9 10 27 27 28 0
14 Tuzlaspor 26 7 13 6 26 42 27 -16
15 Adanaspor 26 8 15 3 21 38 27 -17
16 Şanlıurfaspor 26 5 12 9 17 30 24 -13
17 Altay 26 5 18 3 12 53 15 -41
18 Giresunspor 26 2 20 4 12 49 7 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 28 20 4 4 63 24 64 +39
2 Van Spor FK 28 18 5 5 45 29 59 +16
3 Bucaspor 1928 28 16 3 9 40 17 57 +23
4 Yeni Mersin İdman Yurdu 29 15 5 9 42 22 54 +20
5 1461 Trabzon FK 28 15 6 7 52 29 52 +23
6 Ankaraspor 29 13 6 10 37 25 49 +12
7 Ankara Demirspor 28 13 12 3 34 31 42 +3
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 28 12 12 4 33 28 40 +5
9 Diyarbekir Spor 28 11 10 7 31 27 40 +4
10 Karacabey Belediye Spor 29 10 10 9 28 26 39 +2
11 Nazilli Belediyespor 29 10 12 7 35 46 34 -11
12 Hes İlaç Afyonspor 28 8 11 9 17 27 33 -10
13 Kırklarelispor 29 8 12 9 22 34 33 -12
14 Altınordu 28 7 11 10 31 28 31 +3
15 Serik Belediyespor 29 7 12 10 22 31 31 -9
16 Zonguldak Kömürspor 28 6 15 7 27 48 22 -21
17 Kırşehir Futbol SK 29 5 18 6 26 55 21 -29
18 Bursaspor 28 4 16 8 20 47 17 -27
19 Adıyaman FK 29 3 21 5 19 50 14 -31
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 21 16 1 4 43 9 52 +34
2 Aliağa Futbol A.Ş. 22 15 0 7 38 11 52 +27
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 22 11 5 6 27 17 39 +10
4 52 Orduspor FK 22 11 6 5 28 20 38 +8
5 Edirnespor 21 10 7 4 34 20 34 +14
6 K.Çekmece Sinopspor 22 9 7 6 32 21 33 +11
7 İnegöl Kafkas GK 21 8 6 7 23 23 31 0
8 Artvin Hopaspor 21 7 7 7 26 20 28 +6
9 Mardin 1969 Spor 21 8 9 4 26 23 28 +3
10 Karabük İdmanyurdu Spor 22 8 10 4 20 31 28 -11
11 Talasgücü Belediyespor 22 8 13 1 24 36 25 -12
12 Kırıkkalegücü FK 21 5 11 5 13 26 20 -13
13 Gümüşhanespor 22 3 10 9 14 33 18 -19
14 Malatya Arguvanspor 21 2 15 4 9 33 10 -24
15 Tarsus İdman Yurdu 21 2 16 3 14 48 9 -34
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/03/2024 Gaziantep FK vs Beşiktaş
 15/03/2024 Fatih Karagümrük vs Konyaspor
 15/03/2024 Pendikspor vs İstanbulspor
 16/03/2024 Alanyaspor vs Kayserispor
 16/03/2024 MKE Ankaragücü vs Başakşehir FK
 16/03/2024 Adana Demirspor vs Sivasspor
 16/03/2024 Beşiktaş vs Antalyaspor
 17/03/2024 Çaykur Rizespor vs Gaziantep FK
 17/03/2024 Hatayspor vs Samsunspor
 17/03/2024 Kasımpaşa vs Galatasaray
 17/03/2024 Kasımpaşa - Galatasaray Galatasaray ligdeki son 17 maçında hiç kaybetmedi  Galatasaray yenilmez
 17/03/2024 Trabzonspor - Fenerbahçe Fenerbahçe ligdeki son 18 maçında hiç kaybetmedi  Fenerbahçe yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 11/03/2024 Manisa FK vs Ümraniyespor
 15/03/2024 Gençlerbirliği vs Kocaelispor
 16/03/2024 Bandırmaspor vs Eyüpspor
 16/03/2024 Çorum FK vs Manisa FK
 16/03/2024 Göztepe vs Keçiörengücü
 17/03/2024 Bodrum FK vs Boluspor
 17/03/2024 Erzurumspor FK vs Tuzlaspor
 17/03/2024 Giresunspor vs Şanlıurfaspor
 17/03/2024 Ümraniyespor vs Adanaspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 16/03/2024 1461 Trabzon FK vs Altınordu
 17/03/2024 Diyarbekir Spor vs Karacabey Belediye Spor
 17/03/2024 Esenler Erokspor vs Nazilli Belediyespor
 17/03/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Ankaraspor
 17/03/2024 Kırklarelispor vs Ankara Demirspor
 17/03/2024 Kırşehir Futbol SK vs Bursaspor
 17/03/2024 Serik Belediyespor vs Bucaspor 1928
 17/03/2024 Van Spor FK vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 17/03/2024 Zonguldak Kömürspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 16/03/2024 K.Çekmece Sinopspor vs Kepezspor FAŞ
 16/03/2024 52 Orduspor FK vs Edirnespor
 17/03/2024 Artvin Hopaspor vs Kırıkkalegücü FK
 17/03/2024 Malatya Arguvanspor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 17/03/2024 Mardin 1969 Spor vs Ayvalıkgücü Belediyespor
 17/03/2024 Talasgücü Belediyespor vs İnegöl Kafkas GK
 17/03/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Gümüşhanespor
 17/03/2024 Artvin Hopaspor - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Artvin Hopaspor yenilmez
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI