HAYATA TANIKLIK ETMEK

Yaşadığımız sürece içinde kendimize, ailemize, çevremize, yaşadığımız ülkeye hatta tüm dünyada birçok şeye tanıklık ederiz. Aslında hayat mı bize tanıklık eder? yoksa biz mi hayatta o da bambaşka bir muamma…

Düşünsenize 1918 - 1920 yılları arasında H1N1 olarak bilinen İspanyol gribi 50 milyon insanın canını almıştır. 2020 yılına geldiğimizde ise geçen senenin Kasım ve Aralık ayında başlayan ve bütün dünyayı etkisi altına alan korkulu rüyamız haline gelen Corona Covid 19…

İspanyol gribi tarihçilere göre 1. Dünya Savaşı’nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış hatta kimi tarihçilere göre dört yıldır süren savaşın sona ermesine etken olmuştur. Ancak görülen o ki bu yüzyılda bırakın savaşları bitirmek dört bir yana dursun. Her yerde savaş, cinayet, taciz en kötü olaylar alabildiğince dörtnala devam etmektir. İnsanoğlu gerçekten ne garip bur mahlûktur ki şöyle bir dur. “DUR” demeyi bile bilmemektedir. Sadece bir dur  “nefes al nefes ver” Hayat aslında bu kadar değil midir? Yazar Aslı Erdoğan’ın da dediği gibi…

Çünkü dünya olanca hızı ile dönmekte birçok şeyi iyiliğe, güzelliğe, dürüstlüğü, doğruluğa götürmek ve tarihe böyle kayıt altına alınmak varmak iken kötülüğe ve hinliğe çalışan beyinleri iyilik ve vicdana çağırmak zor mudur?

Bazen akıl sır etmemektedir. Birçok insan ölüm kalım savaşı verirken hatta en yakınlarını bu virüs yüzünden kaybederken yanında bile olamaz iken diğer taraftan bütün doğaya, canlılara saldırlar nasıl devam etmektedir. O insanların beyinleri nasıl çalışıyor çok merak ediyorum. Gerçekten tarihe bakmak da yarar var. Hitler düşünsenize bir ırk yaratmak için diğer bütün ırkları özellikle de Yahudileri yok saymak ile kalmamış katletmiştir. Bu hasta ruhlu insanlar maalesef ki hala aramızdadır. Kendi güruhları, iktidar, güç gibi dünyevi hırslarla kalpleri, gözleri, vicdanları körleşmiş bu ruhları keşke bir değneğim olsa da şöyle bir çevremde dönerek, dönüştürebilsem.

Bazen de bende kötü oluyorum biliyor musunuz? “Bu kötü virüsü başımıza musallat eden kim veya kimler ise bari bütün kötüleri alıp götürsün ve sadece iyiler ve güzellikleri taşıyacak doğayı ve bütün üzerindeki canlıları koruyacak insanlar kalsın.” İstiyorum. Olmaz mı?

Birlik ve beraberlik içinde olmamız gereken ve özellikle de sağlık çalışanlarımızın yanında olmamız gereken böyle bir dönemde herkes kendi üstüne düşeni gerçekten yapsa karşısında ki diğer arkadaşını da koruyacak değil mi? “Temizlik, Maske ve Mesafe”…

Bizler mesafe koyamayan bir milletiz belki de o nedenle zorlanıyoruz. Çünkü biraz samimi ve iyi niyetli olduğunuzda o mesafeyi yok sayan ve kendinde hak gören  yetişmemiş bir toplum olduğumuz sürece bu virüsün hayati açıdan önemini de anlamak ve anlatmak  gerçekten çok zor olacağı benzer…

Corona Covid 19 un son bulduğu yarınlara uyanmak ümidi ile Başta başöğretmenimiz Mustafa Kemal ATATÜRK ile bütün öğretmenlerimizin günü kutlu olsun…

Sevgi ve Saygılarımla,