VI - FIRTINA
Denizin gök ile buluştuğu bayırda,
İksir Ağacı’nın ön tarafında
Başladı PirenSes küçük taşlar taşımaya
Genişten düzlük alana.
İzin istedi taşlardan
Yardım istedi onlardan
O akşamki ayini oluşturmakta...
Ufak bir daire oluşturdu taşlardan
Koydu topladığı kabuklarını
Yumuşak gövdeli ağaçlardan
Turuncu gün son kalan nefesini
Yayarken renginin harelerle bulutların arasına
Yaktı PirenSes kabukları taşların ortasında
Karıştı dumanı ağırdan esmeye başlayan rüzgara
Dönerek kendi içinde yayıldı havaya
Melteme tutunup dolandı topraklarda...
Yenik düştü gök kubbedeki mavilik
Varlığı var eden kırmızın son tutkusuna
Mor halkalar sardı turuncu harelerin etrafına
Ve turuncu gün kendini bıraktı ufkun ardında
Başka topraklarda yeniden canlanmaya
Mavinin aydınlık yüzü döndü aniden
Karanlığın sessiz boşluğuna
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklarda...
İç çekti PirenSes, bir güne daha elveda dedi;
Külleri örttütoprakla
Teşekkür etti taşlara
Tam üzereydi ki yol almaya
İksir Ağacı durdurdu son anda
‘Kal bu akşam burada
Fırtına yine yolda
Güvende olursun dallarımın arasında’;
PirenSes onayladı başıyla
Ve tırmandı yükseklere uzanan daldan sedirine
Uyku yorganı olmak üzereyken
Derinden bir uğultu ile irkildi birden
‘ Başlıyor’, dedi İksir Ağacı sakince
‘ Uzak kal bu masalların hüznüne’
Bir anda çarptı suratlarına kavurucu bir hava
İç yakan girişi vardı rüzgarın bu masalının
PirenSes elleriyle kapadı kulaklarını
Masalı dinleyen dallar savrulmaya başladı
Döne döne savruldular rüzgar ile bayılar boyu
Masalın dizeleri geldi dile
Bayırlardaki kayalıkların asık suratlı yüzlerinde
Ağıtlarıyla dillendirdiler göz yaşlarını.
Giderek daha kavurucu oldu
Giderek daha sert
Ansızın bir durup
Sonra yine tekrar edip durdu.
Rüzgarın masalına kapılan her ne var ise
Kavruldu, savruldu
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
Güney rüzgarlarının hüzünlü gözyaşlarında.
PirenSes dalların arasındaki sedirinde
İzledi birer birer olup biteni
Rüzgar masalı ile yakarken dinleyenlerini
Uyku yorganı oldu ağırdan ağırdan...
Güçlüydü İksir Ağacı’nın dalları
Rüzgarın masallarına kulak asmazdı
Güçlüydü kökleri: toprakların bağrına uzanırdı...
PirenSes’in gözleri ağırdan kapandı
Ve düşler diyarındaki yolculuğuna başladı
Fırtınanın kavurduğu o gecede
Geçmişin eridiği
Geleceğin daha gelmediği
Mordan yüzen topraklarda
İksir Ağacın’daki daldan sedirinde.
-----
Devamı haftaya
--------