gaziantep escort
06-02-2020 23:15:29 Son Güncelleme: 30-07-2020 15:30:29

NEYE İNANIRSAN O'NA DÖNÜŞÜRSÜN : PYGMALİON ETKİSİ

Pygmalion Etkisi aslında temelini sosyolog Robert King Merton tarafından ortaya atılan “kendi kendini gerçekleştiren kehanet” kavramından almıştır.
NEYE İNANIRSAN O'NA DÖNÜŞÜRSÜN : PYGMALİON ETKİSİ

Başınıza gelen herhangi bir olay karşısında: “Tam da beklediğim gibi oldu!” “İşte, korktuğum başıma geldi!” şeklindeki tepkileriniz çoğunlukta oluyorsa bu yazımıza bir göz atmanızı öneririz.

Keyifli okumalar.

Maruz kaldığımız durumdan kaçma, kaçınma çabalarımız sonuç vermediğinde, sonraki ve benzer süreçler için de: “Nasılsa başaramıyorum, olmuyor.” pasif kabullenişlerimizin öğrenilmiş çaresizlik olduğunu önceki yazımızda belirtmiştik.

Bazen bir öğrenilmiş çaresizliğin, bazen elimizde geçerli bir neden olmaksızın inandığımız bir şeyin gerçekleşmesine farkında olmadan kendimizi hazırladığımız ve buna uygun davrandığımız için gerçekleşmesi “kendini gerçekleştiren kehanet” kavramıyla açıklanır.

Yani:

“Bir şeye çok inanmak, farkında olmadan o şeyin olmasını sağlayacak şekilde davranmamıza neden olabilmektedir.”

Pygmalion Etkisi ve Kendini Gerçekleştiren Kehanet Kavramını Anlamak

Pygmalion Etkisi aslında temelini sosyolog Robert King Merton tarafından ortaya atılan “kendi kendini gerçekleştiren kehanet” kavramından almıştır.

Araştırmalar, başkaları hakkında beklenti içinde bulunan bireylerin, bu beklentilerle, onların davranışlarını şekillendirebileceğini göstermektedir.

Pygmalion Etkisi, bir kişinin beklentisinin, başka bir kişinin davranışları üzerinde güçlü etkisi olduğunu ifade etmektedir.

***

Kendini gerçekleştiren kehanet kavramının mahiyeti, 1911 yılında, bu kez Stumpt ve Pfungst adlı iki psikologun ilgisini çekmiştir.

Bu ilgiye neden olan toynaklarını yere vurarak matematik sorularını yanıtlayan “Akıllı Hans” denilen bir attır. Hans toplama, çıkarma, bölme ve çarpma yapabilmektedir.

İki psikolog önceleri bu duruma şüphe ile bakarlar. Fakat Hans’ın sahibi olmadan da soruları doğru yanıtlaması, şüphelerinin bir nebze de olsa dağılmasına neden olur. Bu kez bir hayvanın insani bir zekâya sahip olmasının altında başka bir faktör aramaya başlarlar.

Araştırmaları sonucunda psikologlar, atın, ona soru soran kişilerin baş hareketlerinden ipuçları alarak soruları yanıtladığını fark ederler.

Sözgelimi iki kere üçün kaç olduğunu soran kişi, soruyu sorduktan sonra atın ayaklarına bakmaktadır. O sırada at toynaklarına vurmaya başlar. At bunu beş kez yaptığında, atın doğru yanıta yaklaştığını anlayan kişi yavaşça başını yukarı kaldırır. Bu kez atın yüzüne bakar. At, soru soranın bu pozisyonuna şartlandığından toynaklarını yere vurmayı bırakır.

Böyle bir araştırmanın psikoloji ve kendini gerçekleştiren kehanet ile ne ilgisi vardır?

Araştırmacılar bunun nedenini, gözlemcilerin, üzerinde çalıştıkları hedef veya özneye, istem dışı olarak ve istikrarlı bir şekilde sinyaller göndermelerine bağlamışlardır.

Bir başka deyişle gözlemcilerin bazı beklenti ve önyargılarına, istikrarlı bir şekilde maruz kalan özneler, zamanla değişim göstermekte ve gözlemciyi haklı çıkarmaktadır.

***

Kendini gerçekleştiren kehanette, yanlış bir inanç veya düşünce zamanla kendini gerçekleştirmektedir.

Kendini gerçekleştiren kehanet süreci; birinin, başka biri hakkındaki yanlış inancının gerçekleşmesi veya zamanla doğru olmasından ibarettir.

Madon ve diğerlerine göre bu sürecin üç önemli adımı mevcuttur.

1.Adım: Bir kişi (algılayan) başka bir kişi (hedef) hakkında yanlış bir inanca sahip olmalıdır. Sözgelimi öğretmen bir öğrencisinin diğer öğrencilerinden daha az yetenekli olduğunu varsayabilir.

2.Adım: Algılayan kişi, hedefteki kişiye istikrarlı bir şekilde sahip olduğu yanlış inanca göre davranmalıdır. Sözgelimi öğretmen daha az yetenekli olduğuna inandığı öğrenciye daha az söz verir veya daha az zaman ayırır.

3.Adım: Hedefteki kişi, algılayan kişinin kendi hakkındaki yanlış inancına göre davranış göstermesi gerekmektedir. Sözgelimi öğretmeni tarafından yeteneksiz olarak görünen öğrenci, nihayetinde diğer öğrencilere nazaran derse daha az katılım gösterir ve daha az öğrenir.

Bir iş başvurusu için hazırlanan kişi, daha önceki denemelerinden ya da işin konumundan dolayı o işi alamayacağına inandığı için iş görüşmesine “zaten olmayacak” düşüncesiyle özensiz gidecek ve bu özensizlik kişinin işe alınmamasını doğrulayabilecektir.

Matematik dersinden nefret eden öğrenci, ne kadar çalışırsa çalışsın matematik sınavından düşük alacağını düşündüğü için çalışmayacak ve bu çalışmama davranışı düşük almasını gerçek kılacaktır.

Yeni başladığı şirkette çalışan bir personelin, ortada bunu düşünmek için somut bir neden olmaksızın kendisinden hoşlanmadığını düşünen kişi, bu personele karşı düşüncesinden ötürü soğuk davranacak ve bu davranış personelin ondan gerçekten hoşlanmamasına neden olacaktır.

Belki de, neye inandığımızı yeniden gözden geçirmenin vakti gelmiştir.

 

Kaynakça ve ileri okuma:

https://www.researchgate.net/publication/329433307_KENDINI_GERCEKLESTIREN_KEHANET_KAVRAMINI_ANLAMAK/link/5c7024c5458515831f67ae5e/download

Matematiksel

YUKARI