Lale Talayman
  14-08-2020 12:14:00

KAYGI OLARAK DA BİLİNEN ANKSİYETE

Kaygı olarak da bilinen anksiyete tehlikeli durumlarda, “vücuda tehlikeye hazır olması gerektiğini haber veren” sinyaldir.

Aslında olması gereken doğal bir duygu olan kaygı hissedilmeye başlandığında nefes alış verişi ve kalp atışı hızlanır ve böylelikle kaslara daha fazla oksijen gider. Ve böylelikle beden tehlikeli durumlara kendini hazırlamış olur.

Anksiyete bozukluğu ise kaygı duygusunun bir tehlike yokken kendini göstermesidir. Uzun süre devam eder ve çok güçlü hissedilir. Bazen bu durum panik atakla karıştırılıyor.

Anksiyete ile panik atak belirtileri birbirine benzese de aslında farklılar. Anksiyetede sürekli devam eden tedirginlik söz konusudur ve bilinçaltında devamlı kendini hissettirir.

Panik atakta kişi kendini saldırıya uğramış ve tehlikede hisseder, bayılacağını, kalp krizi geçirdiğini sanır, kalbi hızlı atar ve nefesi kesilir. Ataklar birkaç dakika ya da birkaç saat sürebilir. Peki neden kişiler bu tür rahatsızlıkları geliştiriyorlar?

Özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar, çevresel faktörler, çocuğun kaygılı endişeli olan ebeveynlerini modelliyor olması , beyindeki korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açıyor. Bu travmalar çalışıldığında ve parasempatik sinir sisteminde (dinlen ve sindir) daha çok kalınabildiğinde otonom sinir sistemimiz olması gereken haline döner ve ortada tehlike yokken artık alarm sinyalleri vermez. Şifa olsun

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI